NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
f. agrı veya acı vermek; eziyet etmek, keder vermek, üzmek. pained s. canı acımış; karamsar.
i ağrı, acı, sel; dert, keder, elem, ıstırap, azap; çoğ. özen, ihtimam, itina, zahmet meşakkat; çoğ. doğum sancıları. on pain of cezasıyle. take pains zahmet çekmek, dikkat etmek.
s. ıstırap çektiren; zahmetli, güç, meşakkatli; üzücü, kederlendirici. painfully s. ıstırap vererek, meşakkatle. painfulness i. acı, ıstırap.
i., A.B.D., k.dili ağrı dindirici ilâç.
s. acısız, ağrısız; ıstırap vermeyen. painlessly z. ıstırap çekmeden azap çektirmeden, acı vermeksizin. painlessness i. acı çektirmeme, ıstırap vermeme.
s., i. özenen, dikkat sarfeden; zahmet çektiren; i. özenme, itina etme.
i. boya; kozmetik, düzgün, allık; makyaj. paintbox i. boya kutusu. paint brush i. boya fırçası.
f. boyamak, boya vurmak; boya ile resmini yapmak; tasvir etmek, resmetmek; boya gibi sürmek; boyayarak süslemek; düzgün sürmek; boya ile resim yapmak; makyaj yapmak.
A.B.D. benekli at.
i. ressam; nakkaş.
i., den. filika pariması, pruva halatı .
i. resim, tablo; ressamlık; nakkaşlık; resim yapma sanatı.
Alışveriş Sepetiniz