NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(i.), (f.) (ted, ting) fındık ve ceviz gibi sert kabuklu yemiş; (mak.) vida somunu; ABD, argo çatlak kimse; argo kafa, baş; (f.) ceviz veya fındık toplamak. nutbrown (s.) fındık veya kestane renginde. nut coal ceviz iriliğinde madenkömürü. nut grove fındıklık. Nutsl ünlem, argo İllallah ! be nuts on argo çok sevmek, delicesine sevmek. hard nut to crack müşkül mesele, çatallı iş, çetin iş; idaresi güç kimse. off one's nut kaçık, deli. pistachio nut şamfıstığı.,
(i.) başı öne düşme; (tıb.) baş sallanması hastalığı; (astr.) nütasyon, üğrüm; (bot.) nütasyon, yönelim.
(i.) fındıkkıran, ceviz kıracak kıskaç.
(i.) meşe mazısı.
(i.) sıvacı kuşu, (zool.) Sitta europaea. rock nuthatch kaya sıvacı kuşu, (zool.) Sitta neumayer.
(i.) küçük hindistancevizi ağacı, (bot.) Myristica fragrans; bu ağacın hoş kokulu tohumu.
(i.) fındık açacağı.
(i.) Güney Amerika kunduzu; bu kunduzun kürkü.
(s.), (i.) besleyici, besinli; gıdalı; (i.) gıda, besin.
(i.) gıda, besin, yemek. nutrimen'tal (s.) besinsel, gıdalı.
(i.) gıda, yiyecek; besleme, beslenme. nutritious, nu'tritive (s.) gıdalı, besinli, besleyici.
(s.), argo deli.
(i.) ceviz kabuğu. in a nutshell az ve öz olarak, kısaca.
(i). Fındık veya ceviz tadı veren, argo deli
Alışveriş Sepetiniz