NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
bağlaç ne de, ne.
(s.), (i.) özellikle İskandinavya'da bulunan dolikosefal uzunboylu ve sarışın ırka ait; (i.) bu ırka mensup kimse.
(i.) sudolabı.
(i.) belirli bir grup için tipik sayılan model veya standart, norm, örnek; istatistikte en çok elde edilen değer; (fels.) düstur, düzgü.
(s.), (i.) normal: tabii, uygun, muntazam; düzgülü; (geom.) dikey; (i.) dikey, normal; alışılmış durum, standart. normal distribution normal eğriyle gösterilen frekans dağılımı. normal school öğretmen okulu. normalcy, normal'ity (i.) tabiilik, normallik. normalize (f.) tabiileştirmek, normal kılmak. normally (z.) genellikle, çoğunlukla; tabii olarak.
(s.), (i.) Normandiya'ya veya Normandiyalılara ait; (i.) Normandiyalı kimse; Normandiyalıların konuştuğu Fransızca lehçe.
(s.) kaide teşkil eden, kaideye ait, düzgüsel, düzgülü, normal.
(s.), (i.) İskandinavya'ya veya İskandinav dillerine ait; (i.) İskandinavya dili; Norveç lisanı.
(i.), (s.), (z.) kuzey; (bh) bir memleketin kuzey kısımları; (s.) kuzey; kuzeyden esen veya gelen; kuzeye bakan; (z.) kuzeye doğru, kuzey tarafta. north by east yıldız kerte poyraz. northeast (i.), (s.) kuzey doğu. northeastern (s.) kuzey doğuda olan, kuzey doğudan gelen. North Pole Kuzey Kutbu. North Star Kutupyıldızı. northwest (i.), (s.) kuzey batı.
(i.) poyraz rüzgarı veya fırtınası; gemicilerin giydiği geniş kenarlı su geçirmez şapka. northeasterly (s.), (z.) kuzey doğuya ait; (z.) poyraza doğru; poyrazdan.
(i.) kuzeyden gelen fırtına veya şiddetli rüzgar. northerly (s.), (z.), (i.) kuzeydeki; kuzeye doğru olan; kuzeyden esen; (z.) kuzeyden; kuzeye doğru; (i.) kuzeyden gelen fırtına veya rüzgâr.
(s.) kuzeye ait; kuzeyde meydana gelen veya yaşayan, kuzeyli; kuzeyden gelen. northern lights güneşteki fırtınalar sonucu meydana gelen ve en çok kuzey kutup bölgesinde geceleri görülüp hareket eden renkli ışıklar. northerner (i.) kuzeyli kimse; (gen.) (bh) ABD'nin kuzey eyaletlerinde oturan kimse. northernmost (s.) en kuzeydeki.
(i.) kuzeye doğru katedilen mesafe.
(z.), (s.), (i.) kuzeye doğru; (s.) kuzeye bakan; (i.) kuzey taraf. north wardly (z.), (s.) kuzeye doğru (olan); kuzeyden (esen). northwards (z.) kuzeye doğru.
(i.) karayel. northwesterly (s.) karayel yönünden.
(i.) Norveç.
(s.), (i.) Norveçli; Norveç diline ait; (i.) Norveçli kimse; Norveç dili.
Alışveriş Sepetiniz