NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i. yosun; yosun öbeği; İskoç bataklık, turbalık. moss agate içi yosuna benzeyen akik taşı. moss rose sapı ve çanağı tüylü bir çeşit gül, bot. Rosa centifolia muscosa mossesi karayosunlan,bot. Musci mossy s. yosunlu.
s. Musa'ya ait, Musa,dan kalma. Mosaic law Musa Seriatı, Tevrat.
i., s. mozaik; çeşitli parçalardan meydana gelen edebieser; s. mozaik gibi, mozaikli.
i. Moskova.
f., A.B.D., argo gezinmek, dolaşmak; ayrılmak, gitmek.
s., i. Müsluman, Islam, Müslim. Moslem (Mohammedan) calendar bak. calendar.
i. cami, mescit.
i. sivrisinek. mosquito fleet den., argo kücük harp gemilerinden meydana gelen donanma. mosquito net cibinlik. mosquito netting cibinlik kumaşı.
i. sırtında suyosunu biten yaSı balık veya kaplumbağa; A.B.D., argo örümcek kafalı kimse.
s. yosun kaplı; eskimiş, modası geçmiş.
i. eskiden İngiltere ile İskoçya arasındaki sınırda turbalık veya bataklıklarda gizlenip eşkiyalık eden haydut; çapulcu.
s., z., i. en çok, en fazla, en ziyade; z. pek, en, en ziyade; son derece; i. en fazla miktar, en büyük kısım, ekseriyet, çokluk. at most olsa olsa, en ziyade. for the most part umumiyetle, ekseriyetle; başlıca. make the most of azami derecede istifade etmek; önem vermek, büyütmek. Most of it is true büyük kısmı doğrudur çoğu hakikattir. Most people think so (çoğu kimse böyle düşünür. mostly z. ekseriya, çok kere.
i. Musul şehri.
Alışveriş Sepetiniz