NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i., müz. makam; gram. kip; man. bir önerme veya karşılaştırmanın şekli; usul, tarz, üslup, şekil; moda; istatistik en çok elde edilen değer.
i., s. örnek, model, numune; kalıp, şekil; resim, plan; örnek tutulacak kimse; manken; s. numune veya model olan; örnek tutulmaya lâyık.
f. (-ed, -ing veya -led,-ling) örneğe göre yapmak; model yapmak; biçimlendirmek; defile yapmak; üç boyutlu görünümü vermek.
s., i. ılımlı, mutedil; orta, ikisi ortası; i. ılımlı kimse. moderately z. mutedil olarak, ılımlı olarak; az çok. moderateness i. ılımlılık.
f. yatıştırmak, itidale getirmek, yumuşatmak; yatışmak, yumuşamak; azaltmak, hafifletmek; başkanlık etmek, idare etmek.
i. ılımlılık, itidal; insaf. in moderation ifrata gitmeden, aşırılığa kaçmadan, itidalle.
z., it., müz. moderato.
i. yatıştıran kimse; toplantı başkanı; fiz. yavaşlatıcı madde .
s., i. çağdaş, yeni, asri, çağcıl, modern; i. çağcıl kimse, modern kimse. modernism i. çağcıllık, modernlik; yenilik. modernist i. yenilik taraftarı. moder'nity i. yenilik; çağcıllık. modernize f. modernleştirmek, yenileştirmek. modernness i. modernlik, çağcıllık.
s. alçak gönüllü, mutevazı; gösterişsiz; ılımlı; tutarlı; namuslu, iffetli. modestly z. tevazu ile, gösterişsizce. modesty i. alçak gönüllülük, tevazu; iffet; ılımlılık.
Alışveriş Sepetiniz