NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

mat ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: mat
Bulunan Sonuç: 56

mat

i., f. (-ted, -ting) hasır; paspas; bardak veya vazo altllığı; arap saçı gibi bir birine dolaşmış yığın; f. hasır ile örtmek; bükerek veya keçeleştirerek hasıra benzetmek; hasırlaşmak, keçeleşmek; düğümlenmek, bir birine dolaşmak, çitişmek.

mat

i., f. (-ted, -ting) s. resim ve çerçeve arasındaki karton kenar; matb. hurufat kalıbı, matris; mat. yüzey; yüzeyi matlaştırıcı alet; f. matlaştırmak; resim etrafına karton çerçeve geçirmek; s. mat, donuk.

matador

i. matador, boğa güreşçisi; bazı iskambil oyunlannda esas kozlardan biri.

match

i. eş, akran, denk, benzer; tam kopya; tamamlayıcı şey; uygun çift; evlenme; evlenme kararı; eşliğe uygun kimse; rakip; maç, karşılaşma, müsabaka. meet one's match hakkından gelecek birine rast gelmek, rakibi ile karşılaşmak.

match

f. uymak, benzemek; eşlemek; uydurmak; karşılaştırmak; geçmek, üstün gelmek; yazı turada karşılaştırmak üzere iki para atmak; geçirmek, birbirine tutturmak; birleştirmek evlendirmek. matching fund bağışların toplamına eşit miktarda yapılan şartlıbağış. matching funds şartlı bağışı eşitleyen küçük bağışlar.

match

i. kibrit; fitil. ordinary match herhangi bir yere sürtünmeyle ateş alan kibrit. safety match yalnız kutusunun eczalı kenarına çakılınca ateş alan kibrit.

matchbox

i. kibrit kutusu.

matchless

s. eşsiz, emsalsiz, rakipsiz.

matchlock

i. fitilli tüfek.

matchmaker

i. çöpçatan kimse: atletizm karşılaşmasını düzenleyen kimse; kibrit imalâtçısı.

matchmark

i. bağlantı işareti, bağlama markası.

matchwood

i. kibrit yapmaya yarayan kereste; kibrit çöpü gibi ufak tahta parçaları.

mate

i. Paraguay çayı.

mate

i., f. eş, misil; karı, koca, eş; çift hayvanın erkek veya dişisi; arkadaş; den. ticaret gemisinde ikinci kaptan, muavin; f. eşlemek; evlendirmek; evlenmek; çiftleştirmek; çiftleşmek; uymak; mat etmek.

matelote

i. şaraplı balık yahnisi.

mater

ing., k.dili anne.

materfamilias

i. kadın aile reisi.

materia medica

i. tıbbi maddeler; tedavide kullanılan maddelerle ilgili tıp dalı.

material

s., i. maddi, özdeksel, cismani; bir şeyin esasına ait; bedensel; önemli, mühim, gerekli; to ile değgin, etkili; i. madde, malzeme; çoğ. gereçler; bez, dokuma, kumaş. material wellbeing maddi refah. materials science maddelerin kullanım ve nitelikleri ile uğraşan bilim dalı . raw material hammadde. writing materials yazı malzemesi.

materialism

i özdekçilik, maddecilik, materyalizm.

materiality

i. maddilik, cismanilik; maddiyet; lüzum, önem.

materialize

f. maddileşmek, cisim haline girmek, cisimleşmek; gerçekleşmek; maddileştirmek; maddi bir nitelik vermek; cisim vermek (ruh), tecelli ettirmek. materializa'tion i. maddileştirme,maddileşme, cisimlenme.

materiel

i. levazım, malzeme, materyel, gereç.

maternal

s. anneliğe ait, anneye yakışır; anne tarafından gelen. maternal aunt teyze. maternal grandmother anne anne. maternal uncle dayı. maternally z. anne gibi; anne tarafından.

maternity

i. analık, annelik hali. maternity dress. hamile elbisesi maternity hospital doğumevi, doğum hastanesi.

math

i., A.B.D., k.dili matematik math. kıs. mathematics.

mathematical

s. matematikle ilgili, kesin, tam. mathematically z. matematik yönünden.

mathematics

i. matematik. abstract veya pure mathematics kuramsal matematik. applied mathematics . uygulamalı matematik. higher mathematics yüksek matematik. mathemati'cian i. matematikci.

maths

i., ing., k.dili matematik.

matiere

i., Fr. sanat unsuru.

matinee

i. matine.

mating

i. çiftleşme, çiftleştirme. mating season çiftleşme mevsimi.

matins

i., çoğ., kil. gece yarısı veya sabaha karşı bazı Hıristiyanlar tarafından yapılan ibadet; Anglikan kilisesinde sabah ibadeti.

matrass

i. uzun boğazlı imbik.

matriarch

i. aile veya kabile reisi kadın matriar'chal s. ana hâkimiyetine ait, anaerkil. matriar'chate i. anaerkil toplum.

matriarchy

i. anaerki.

matricide

i. ana katli; ana katili, anasını öldüren kimse. matricid'al s. ana katiline veya katilliğine ait.

matriculate

f. kaydetmek; öğrenci olarak kaydedilmek (bilhassa üniversiteye). matricula'tion i. öğrenci kaydı; ing. olgunluk imtihanı.

matrimonial

s. evlenmeye ait. matrimonially z. evlenmeye ait; evlenme suretiyle.

matrimony

i. evlenme, izdivaç, evlilik; evlenme merasimi; bir kâğıt oyunu.

matrix

i. (çoğ. matrices, matrixes) bir cisme şekil veren veya dayanak olan şey; biyol. hücreler arasında bulunan madde; anat. dölyatağı, rahim; matb. hurufat kalıbı, matris; jeol. fosil, billur veya başka bir mineralin kaya içinde bıraktığı iz; jeol. gang; mat. değişkenler arasındaki ilgiyi gösteren tablo.

matron

i. bilhassa çocuğu olan orta yaşlı evli kadın; bir müessesenin iç idaresiyle görevli kadın; hastane ve yetimhane gibi müesseselerde amir kadın. matron of honor nedime. matronhood i. ana olma hali. matronly s. ana gibi, anaya yakışır; toplu, dolgun; ağır başlı (kadın).

matted

s. hasırlarla örtülmüş; keçeleşmiş.

matter

i. özdek, madde, cevher, cisim; konu, iş, husus, mesele; vesile; fark, önem; öz; yaklaşık miktar; cerahat, irin; fels. özdek; posta maddesi; matb. baskıya hazır hurufat; matb. dizilecek metin, müsvedde; man. bir önermenin kapsadığı husus; şikâyet veya pişmanlık sebebi. a matter of two dollars iki dolar meselesi. as a matter of course tabii olarak, işin tabii gidişine göre. as a matter of fact işin doğrusu, hakikatte. for that matter ona gelince; hatta. in the matter of konusunda, hususunda. It's no laughing matter işin şakası yok şakaya gelmez .No matter Önemi yok Mühim değil Zararı yok. no matter how difficult ne kadar güç olursa olsun printed matter basma, matbua. reading matter okunacak şey. What's the matter? Ne var? Ne oldu?

matter

f. ehemmiyeti olmak, önemi olmak, önem taşımak, bir şey ifade etmek; cerahatlenmek. What does it matter? Ne önemi var? Ne olur ki?

matteroffact

s. tabii, alelade; hayale kapılmaz, heyecansız.

mattery

s. cerahatli; çapaklı.

matthew

i. Hazreti isa nın on iki havarisinden biri olup ismini dört incilden birine veren, Matta; Matta incili.

matting

i. hasır, hasır örgüsü; hasır örme.

mattock

i. kazma.

mattress

i. yatak, şilte, uzun minder; su kenarlarında aşınmayı durdurmak için kıyı önüne çekilen çalı ve sırıktan örülmüş engel. spring mattress yaylı yatak.

maturate

f. olgunlaşmak; tıb cerahat toplamak. matura'tion i. olma veya olgunlaşma, yetişme, kemale erme; cerahat toplama. mat'urative s. olgunluğa götüren, erginleştiren; cerahat top laylcı

mature

f. kemale erdirmek, olgunlaştırmak; olmak, olgunlaşmak, kemale ermek; vadesi gelmek.

mature

s. olgunlaşmlş, olmuş, kemale ermiş, ergin, olgun; iyi hazırlanmlş, tamam; vadesi gelmiş. mature de liberation iyi ve uzun düşünme. maturely z. olgunca; tamamen, dikkatle. matureness i. olgunluk, kemal. maturity i. olgunluk hali; vade.

matutinal

s. sabaha ait, sabahleyin olan, erken.

matzo , matzah

i. (çoğ. matzot, matzos) hamursuz ekmek.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL