NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i., f. (-ted,- ting) kısmet, kader, talih, baht, nasip; kura; İng. vergi; arazi parçası; hisse, pay; gen. çoğ. birçok, çok miktar; kısım, parça; nevi, tip; f. taksim etmek, hisselere ayırmak; kısımlara ayırmak (arazi); kur'a ile taksim etmek. a lot çok. cast in one's lot with birinin kaderine bağlanmak, birinin nasibini paylaşmak. cast lots zar atarak veya başka suretle talihini denemek. draw lots kur'a çekmek. odd lot az miktar. He has lots of friends. Pek çok dostu var. the lot hepsi.
bak. loath.
i. baştan çıkartan kimse.
i. vücudun bir yerini yıkamak veya yumuşatmak için kullanılan ilaçlı su, losyon.
i. piyango, lotarya, kur'a; kader, kısmet, tesadüf.
i. tombala oyunu.
i. nilüfer çiçeği, bot. Nymphaea lotus; hünnap, çiğde, bot. Zizyphus jujuba; ark. eski binaların üstüne süs olarak yapılan nilüfer çiçeği şekli; mit. meyvasının yiyenlere tatlı bir uyuşukluk verdiği farzolunan ağaç. lotus eater kendini hayali bir uyuşukluğa veren kimse. lotus position yogada bir oturuş şekli. honey lotus kokulu sarı yonca, bot. Melilotus officinalis.
Alışveriş Sepetiniz