NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

long ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: long
Bulunan Sonuç: 26

long

f. çok istemek, arzulamak, hasretini çekmek, özlemek. long for özlemek, arzulamak. long after a friend bir dostun özlemini çekmek. long for freedom hürriyet hasreti çekmek. I long to go Gitmeyi çok istiyorum. longing i. hasret, özlem. longingly z. hasretle, özlemle.

long

z. çok, pek: geç; müddetince, müddetine kadar, çok vakit, çoktan.

long

s., i. uzun; uzun süren, yorucu;mesafece uzun; alışılmıştan uzun; şümullü, uzak (tarih); i., (şiir) uzun hece. long division bak. division. long dozen on üç. Long Island New York eyaletinde bir adanın ismi. long johns A.B.D., k.dili uzun paçalı don. long jump uzun atlama. long measure uzunluk öIçüsü. long on mevcudu bol, fazlası olan. long shot kazanma ihtimali az bir teşebbüs veya bahis. long since çoktan beri, epey zamandır. long ton 1016 kiloluk ton. long view uzağı görüş, ilerisini görüş; planlamada ilerideki sonucu düşünebilme. a long face ekşi yüz, asık surat. a long head alışılmıştan uzun kafa; zekâ, akıl, anlayış. a long tongue uzun dil, colloq. dillidüdük. as long as mademki. so long as sürece. at long last en sonunda, nihayet. before long yakında, çabuk. in the long run nihayette, en sonunda. not by a long shot k.dili hiç. not by a long sight, not by a long ways katiyen. of long standing çok eski. the long and the short of it uzun lafın kısası, hulasa, doğrusu. longish s. uzunca.

longboat

i. yelkenli geminin en büyük sandalı.

longbow

i. uzun yay.

longcloth

i. iyi cins pamuklu kumaş.

longdistance

s. uzun mesafeli; şehir dışı (telefon konuşması).

longdrawn

s. uzun süren.

longeur,longueur

i. kitap veya piyeste fazla uzun ve sıkıcı kısım.

longevity

i. ömür uzunluğu, uzun ömürlülük.

longhair

s., i. profesör tipinde; klasik müziğe düşkün; i. profesör tipli kimse; bilgin; klasik müzik; hippi.

longhand

i. el yazısı (stenografinin aksi).

longheaded

s. düsünüşünde uzağı görme kabiliyeti olan, önsezi sahibi; akıllı, zeki.

longitude

i. boylam; astr. tul.

longitudinal

s. uzunluğuna, uzunlamasına; boylama ait. longitudinally z. boydan boya uzanarak, uzunlamasına olarak.

longlived

s. uzun ömürlü. longlivedness i. uzun ömürlülük.

longplaying,lp

s. uzun devirli (plak), dakikada 331/3 devir yapan (büyük plak).

longrange

s. uzun menzilli (top). long-range plans uzun vadeli planlar.

longshoreman

i. gemi yükletme ve boşaltma gibi liman işlerinde kullanılan işçi.

longsighted

s. uzağı gören, ilerisini düşünen.

longstop

i., İng. istenilmeyen bir duruma mani olan kimse veya şey.

longsuffering

s. tahammüllü, sabırlı, azap çeken.

longterm

s. uzun vadeli.

longtime

s. kıdemli.

longways

z. uzunluğuna.

longwinded

s. sözü bitmez.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL