NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

live ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: live
Bulunan Sonuç: 14

live

f. yaşamak, sağ olmak, hayatta olmak; beslenmek; geçinmek, ömür sürmek; oturmak, eğleşmek, ikamet etmek; geçirmek, sürmek (hayat). live a double life iki yüzlü hayat yaşamak. live a lie sahte hayat geçirmek. live and learn yaşadıkça ögrenmek. Live and let live. Ne sen bana karış ne ben sana karışayım. live down a slander bir iftirayı unutturacak şekilde yaşamak. live fast sefahat sürmek. live out sonuna kadar yaşamak. live up to one's reputation şöhretini doğrulayacak bir hayat yaşamak.

live

s. canlı, diri, zinde, hayat dolu; hayata ait, yaşayanlara ait; yanan; elektrikle dolu (tel); parlak (renk); asıl yerinde bulunan (kaya); matb. basılmaya hazır; patlamamış (bomba); radyo canlı (yayın). live embers sönmemiş ateş korları. live load hareketli yük. live oak kışın yapraklarını dökmeyen bir ceşit meşe ağacı. live rail elektrikli lokomotife cereyan veren ray. live steam kazandan gelen tam kuvvetli istim. live wire elektrik cereyanı nakleden tel; k.dili başkalarını harekete getirme kabiliyeti olan faal kimse. a live issue günün mühim meselesi.

live-forever

i. herdemtaze, bot. Sedum purpureum

livein

s., i. iş yerinde oturan; iş yerinde oturmayı gerektiren (vazife); i. protesto maksadıyle bir süre umumi bir yerde oturma.

livelihood

i. geçim, geçinme; geçim vasıtası, rızk.

livelong

s. bitmez tükenmez, bütün, tekmil. all the livelong night hiç bitmeyecekmiş gibi gelen bir gece boyunca.

lively

s. canlı, neşeli; ferah; parlak, keskin; hayatla kaynaşan; zıplayan, geriye seken (top). lively description canlı bir tarif. lively hope kuvvetli ümit. lively imagination canlı muhayyile. lively time neşeli vakit. make things lively for one başına iş açmak. liveliness i. canlılık, zindelik; parlaklık.

liven

f., gen. up ile neşelendirmek, canlandırmak; neşelenmek, canlanmak.

liver

i. yaşayan kimse; belirli bir hayat yaşayan kimse. clean liver temiz hayat yaşayan kimse. high liver boğazına düşkün kimse. loose liver uçarı hayat yaşayan kimse.

liver

i. karaciğer. liver color karaciğer rengi, kırmızıya çalan kahverengi. liver fluke ciğer trematodu, zool. Fasciola hepatica. lilylivered, whitelivered s. korkak.

liverish

s., k.dili rahatsız; sinirli.

liverwort

i. kızılyaprak, koyunotu, bot. Agrimonia eupatorium.

livery

i. özel üniforma; hizmetçi sınıfı; kılık, kıyafet; kira atlarını besleme işi; kira atları ile arabalarının muhafaza olunduğu yer; huk. istimlak beratı, ferağ. liveryman iç at ve arabaları kiraya veren kimse; Londra'da lonca üyesi. livery stable kiralık atların beslendiği ahır. liveried s. özel üniformalı.

livestock

i. çiftlik hayvanları, mal.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL