NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

leg ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: leg
Bulunan Sonuç: 32

leg

i., s. bacak; bacak vazifesi gören şey; ayak, mobilya ayağı; pergel ayağı; den. geminin bir rota üzerinde seyrettiği yol; pantolon bacağı; briç veya spor karşılaşmalarında kazanılan ilk oyun. leg of mutton koyun budu. legofmutton sail üç köşeli bir yelken. give no leg to stand on tutunacak bir dal bırakmamak. keep one's legs ayakta durmak, düşmemek. on one's last legs ölüm halinde, ölmek üzere; çok bitkin halde. pull one's leg birini aldatmak, birine takılmak. shake a leg acele etmek. stretch one's legs yürüme egzersizi yapmak, gezmeye gitmek.

leg

f. (-ged, -ging) gen. it ile, k.dili yürümek, koşmak.

leg

kıs. legal, legato, legislature.

legal

s. meşru, kanuni, kanuna uygun, kanuna göre, kanuna dayanan; hukuki; avukatlık mesleğine ait. legal cap avukatların kullandıkları uzun ve beyaz yazı kâğıdı. legal error adli hata. legal history hukuk tarihi. legal holidayA.B.D resmi tatil günü. legal science hukuk ilmi. legal separation evli bir çiftin ayrı yaşaması. legal tender bir borcun ödenmesi için alacaklının almaya mecbur olduğu para. legally z. kanunen, hukuken.

legalism

i. kanunlara aşırı riayet, kanunlan sayma; dinin ruhundan ziyade şeriat kaidelerine aşırı riayet. legalist i. kanunlara aşırı derecede riayet eden kimse. legalis'tic s. kanuna tıpatıp riayet eden.

legality

i. kanunşinaslık, kanuna uygunluk, kanunilik, meşruiyet.

legalize

f. meşru kılmak, kanuniyet vermek, kanuna uygun kılmak. legaliza'tion i. tasdik, kanuni kılma.

legate

i. elçi, sefir; Papa elçisi. legateship i. elçilik, sefirlik.

legatee

i. kendisine vasiyet edilen kimse.

legation

i. temsilcilik, mümessillik; elçilik heyeti (ikinci derecede); mümessillik dairesi (ikinci derecede).

legato

s., müz. bağlı, legato (bir müzik parçasındaki notaların ara vermeden birbirine bağlanarak okunması gerektiğini anlatan deyim).

legend

i. masal, hikaye, menkıbe; azizlerin hayatına dair hikaye; sikke veya harita ve resim üzerindeki yazı. legendary s. masal türünden, rivayet kabilinden.

legendry

i. edebiyatta masal türü.

legerdemain

i. el çabukluğu, el marifeti, gözbağcılık, hokkabazlık.

legged

sonek ayaklı, bacaklı: bandy-legged paytak; long-legged uzun bacaklı; one-legged tek bacaklı.

legging

i., gen. çoğ. tozluk, getr.

leggy

s. uzun bacaklı.

leghorn

i. bir çeşit tavuk, legorn.

legible

s. okunur, açık, sökülür, okunaklı. legibil'ity, leg'ibleness i. okunaklılık, açıklık. legibly z. okunaklı olarak.

legion

i. 4200'den 6000'e kadar erden meydana gelen eski Roma tümeni, alay, fırka; ordu; kalabalık. legion of angels melekler alayı. Legion of Honor Birinci Napolyon devrinde verilmeye başlanan şeref nişanı. foreign legion özellikle Fransız ordusunda yabancılardan meydana gelen gönüllü alayı.

legionary

s., i. alaylardan ibaret, alaylardan meydana gelmiş; alaya mensup; i. bir alaya mensup er.

legislate

f. kanun yapmak, kanun hükmüne koymak; bir kanunu meclise tasdik ettirerek çıkarmak.

legislation

i. kanun yapma, yasama; yasa, kanunlar.

legislative

s. kanun koyan, yasamalı. legislative immunity milletvekilliği dokunulmazlığı. legislative power yasama gücü, yasama erki. legislatively z. kanun vasıtası ile.

legislator

i. kanun yapan kimse; millet meclisi üyesi.

legislature

i. kanunlan koyan millet meclisi.

legist

i. kanunşinas, hukukşinas

legitimate

f. meşru kılmak, kanuna uygun kılmak; nesebini tasdik etmek, tasdik etmek. legitima'tion i. meşru kılma.

legitimate

s. meşru, kanuna göre, kanuna uygun, kanuni; meşru olarak doğmuş; mantıki, düşünceye uygun, elverişli. legitimate child meşru çocuk. legitimate stage oyuncuların ve seyircilerin bir arada bulundukları canlı tiyatro. legitimacy, legitimateness i. kanuna uygunluk, meşruiyet, mantıklılık. legitimately z. kanuni surette, meşru olarak. legitimatize f. meşru kılmak.

legitimist

i. kanuni yetkiyi onaylayan kimse; özellikle Fransa'da Bourbon krallığı taraftarı; İspanya,da Don Carlos partisi taraftarı.

legume

i. baklagiller familyasından bitkinin tanesi veya tohumu, baklagiller familyasından bitki; baklanın dış kabuğu veya zarfı ile içinde bulunan tohum; baklamsı meyva.

leguminous

s. baklagiller familyasına ait; baklagillerden ibaret.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL