NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i., s. muhafazalı taraf; rüzgardan korunacak yer; den. rüzgar altı, boca; s. rüzgar altı tarafına ait. lee anchor rüzgar altı tarafına atılan demir. lee shore rüzgar altındaki kıyı. lee tide rüzgârla beraber mey- dana gelen kabarma. under the lee of the shore kıyının rüzgârı altında.
i.,den. dört köşe yelkenin gradin yakası veya astarı.
i. sülük, zool. Hirudo medicinalis; eski doktor, hekim; tıb. hacamat, şişe veya boynuzla kan alma; çanak yalayıcı kimse, anaforcu kimse, dalkavuk. stick like a leech sülük gibi yapışmak.
i. pırasa, bot. Allium porrum.
f., i. yan bakmak, yan gözle bakmak; i. yan bakış; öfke veya şehvet bakışı.
s., k.dili kuşkulu; açıkgöz; kurnaz; çok bilmiş.
i., çoğ. tortu, posa. drink to she lees son damlasına kadar içmek.
s., z., i., den. rüzgâr altı tarafına ait veya buna doğru; i. rüzgar altı tarafı veya yönü.
i. rahatça kımıldanacak yer, bol yer; den. geminin yolundan rüzgar altına düşmesi. have leeway faaliyet sahası olmak.
Alışveriş Sepetiniz