NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

lay ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: lay
Bulunan Sonuç: 10

lay

(i.) duruş, yatış, mevki; kazanç üstünden hisse; argo yol, meslek; bir halatın bükümü veya büküm tarzı. lay days (den.) yükleme ve boşaltma süresi. lay of the land etrafın hal ve şekli; durum, vaziyet.

lay

(i.) şiir, şarkı gazel; nağme, ezgi.

lay

(f.) (laid) yatırmak, sermek; yatıştırmak; teskin etmek; koymak; vaz'etmek; yumurtlamak; üstüne koymak, koymak (vergi), yüklemek: isnat etmek, hamletmek; yerine koymak, dizmek; yaymak; belirli bir vaziyete koymak; önüne koymak, takdim etmek; kurmak (sofra); (den.) (herhangi bir yöne) gitmek. lay about one sağına soluna vurmak, saldırmak. lay aside bir yana koymak; terketmek, vaz geçmek; biriktirmek. lay at one,s door hamletmek, isnat etmek. lay away bir yana koymak; ayırmak, saklamak. lay bare açmak, açıkça ortaya koymak. lay by yığmak, bir tarafa koymak, biriktirmek. lay down ilerisi için saklamak; feda etmek; vaz geçmek, feragat etmek; emretmek; bahis tutmak, bahse girmek. lay down one's arms silâhlarını bırakmak, teslim olmak. lay for plan tertip etmek, tuzak kurmak, gizlice yolunu beklemek, pusu kurmak. lay great store on çok kıymet vermek. lay hands on tutmak, yakalamak; hücum edip zor kullanmak. lay hold of ele geçirmek; yakasına yapışmak. lay in çokça tedarik etmek, ambara yığmak, biriktirmek. lay into argo dövmek, dayak atmak; azarlamak. lay it on mübalâğalı hareket etmek, kompliman yapmak, veriştirmek. lay low yatağa düşürmek; ABD, argo gizlenmek. lay off işten çıkarmak; (den.) kıyıdan veya başka gemiden uzaklaşmak; açılmak; argo alay etmekten vazgeçmek. lay on üzerine atılmak, yüklenmek, saldırmak; üstüne sürmek; kaplamak. lay on the table teşhir etmek, reye koymamak. lay oneself out birçok tedariklerde bulunmak. lay open açmak, izah etmek; kesip içini açmak. lay out sermek; teşhir etmek, sergilemek; ölüyü gömülmeye hazırlamak; sarfetmek, harcamak; planını tertip etmek; plana göre tanzim etmek; tasarlamak, niyet etmek. lay over sonraya bırakmak; kaplamak. lay siege to kuşatmak, muhasara etmek. lay to atfetmek yüklemek; (den.) gemiyi faça edip durdurmak. lay to rest gömmek; örtbas etmek. lay up biriktirmek, toplamak, saklamak. lay waste tahrip etmek, yakıp yıkmak.

lay

(s.) belirli meslekten olmayan, işin ehli olmayan; layik; papazdan başka bütün halktan olan veya halka ait. lay reader (kil.) papaz olmayıp ayinlerde bazı parçaları okuma yetkisi olan adam.

layer

(i.) kat, tabaka; daldırma. a good layer bol yumurta yumurtlayan tavuk. layer cake arası kremalı kat kat pasta.

layette

(i.) yeni doğmuş çocuğun çamaşırları ile elbiseleri.

layman

(i.) meslek sahibi olmayan kimse, bir meslek veya ilmin yabancısı; rahip sınıfından olmayan kimse .

layoff

(i.) işçilerin geçici olarak işten çıkartılması, mecburi işsizlik.

layout

(i.) plan, tertip; takım; (matb.) mizanpaj; argo ziyafet.

layover

(i.) bir yerde duraklama, konaklama.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL