NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

late ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: late
Bulunan Sonuç: 9

late

(z.) geç, muayyen zamandan sonra; son zamanlarda. late in the day günün nihayetine doğru; geç kalınmış. Better late then never. Hiç olmamaktansa varsın geç olsun. early and late erken veya geç demez, vakti saati yok. sooner or later ergeç, erken veya geç. too late fazla geç. very late çok geç.

late

(s.) geç; gecikmiş, geri kalmış; sabık, geçmiş: son zamanlarda, geçenlerde; merhum, müteveffa. late for dinner yemeğe geç kalmış. late Latin ortaçağa ait Latince. at the latest en geç. of late son zamanlarda, yakın zamanlarda. lately (z.) yakın zamanlarda, bugünlerde, yakınlarda. lateness (i.) geç olma, gecikme.

latecomer

(i.) geç gelen veya geç kalan kimse.

lateen

(s.) latin yelkeni sistemine ait. lateen sail latin yelkeni, üç köşeli yelken. lateen yard latin yelken sereni.

latent

(s.) gelişmemiş, gözükmeyen, belirti göstermeyen. latent heat (bak.) heat. latent period mikropların kuluçka devresi. latency (i.) kuvveden fiil haline geçmemiş olma. latently (z.) gözükmeden.

lateral

(s.), (i.) yana ait; yanal, yanda bulunan; yandan gelen; yana doğru; (i.) yandan biten dal; yana uzanan elektrik teli. lateral thinking etraflıca düşünme. later ally (z.) yandan, yana doğru.

lateran

(i.), (s.) Roma'da Lateran katedrali; bu katedrale bitişik ve içinde eski eserler müzesi bulunan saray; (s.) bu semte ait veya bağlı.

laterite

(i.) bir cins kırmızı kil; bu kilden meydana gelen verimsiz toprak.

latex

(i.) bazı bitkilerin sütlü özsuyu; kauçuğun hammaddesi.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL