NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(kıs.) language.
(i.), (İskoç.) geçmiş zaman, eski zaman.
(i.) dil, lisan; konuşma kabiliyeti; herhangi bir ifade tarzı; bir kabileye veya bir yere mahsus lehçe; kompütör lisanı. finger language sağırların kullandığı parmak işaretleri ile konuşulan dil. strong language küfür, ağır söz, sert dil. language arts okuma, edebiyat, kompozisyon yazma gibi bir çocuğun ana diline hâkimiyetini sağlayacak dersler. language laboratory dil laboratuvarı.
(s.) ruhsuz, gevşek, yavaş, ağır, bati; gayretsiz, isteksiz. languidly (z.) isteksizce, yavaş yavaş. languidness (i.) isteksizlik, kuvvetsizlik, ağırlık.
(f.) zayıf düşmek, gevşemek, ruhsuzlaşmak, takati kesilmek, şevksizleşmek, faaliyetini kaybetmek; isteği kalmamak; kederli ve baygın hal takınmak. languish in prison hapishanede çürümek.
(s.) kuvvetsiz; baygın.
(i.) bitkinlik, isteksizlik, mecalsizlik; kuvvetsizlik; gevşeklik, ağırlık, şevksizlik; hayali olma; (tıb.) halsizlik, zafiyet. languorous (s.) bitkinlik veren; zafiyet gösteren.
Alışveriş Sepetiniz