NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(i.) reçel, marmelat.
(f.) (med, ming) (i.) sıkıştırıp kımıldamaz hale koymak, kıstırmak; bir şeyin arasına sıkışıp hareketini durdurmak; sıkışmak, çalışmaz veya işlemez hale gelmek (makina, kapı); (i.) sıkışma, sıkıştırılma; bir araya sıkışmış insan veya şeyler; zor durum; akıntıya engel olan birikinti; radyo yayına engel olmak üzere başka bir istasyondan yapılan kuvvetli gürültü. traffic jam trafik tıkanması. jampacked (s.) dopdolu kalabalık, iğne atsan yere düşmeyecek halde. jam session (müz.) caz müzisyenlerinin bir araya gelerek müzik yapmaları.
(i.) Jamaika.
(i.) kapı veya pencerenin dik yanı veya kenar pervazı, süve; (mad.) galeri içinde direk olarak bırakılan maden cevheri .
(i.), argo cümbüş, eğlenti, slang gırgır.
Alışveriş Sepetiniz