NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

intr ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: intr
Bulunan Sonuç: 35

intr.

(kıs.)intransitive.

intra

önek içinde bulunan.

intracostal

(s.) göğüs kemiğinin iç tarafında olan.

intractable

(s.) inatçı, serkeş; kolay kontrol edilemeyen, yola getirilemeyen. intractabil'ity, intractableness (i.) kolaylıkla yola getirilememe. intrac'tably (z.) kolayIıkla kontrol edilemeyecek şekilde.

intrados

(i.), (mim.) kemerin asıl iç kavsi.

intramolecular

(s.) molekül içinde bulunan veya meydana gelen.

intramural

(s.) mektep içinde yapılan, bir okulun sınıfları arasında olan (oyun, müsabaka).

intramuscular

(s.) kasın içine zerkedilen, kasın içini etkileyen.

intrans.

(kıs.) intransitive.

intransigent

(s.), (i.) uzlaşmaz, uzlasması imkansız; (i.), (pol.) uzlaşmayan kimse, ihtilafçı. intransigence (i.) uyuşmazlık, ihtilafta inat.

intransitive

(s.), (gram.) geçişsiz, nesnesi olmayan, nesnesiz (fiil), (abbr.) (nsz.) intransitively (z.) geçişsiz olarak .

intrauterinedevice

(tıb.) hamileliği önlemek için kullanılan ve dölyatağı yoluna yerleştirilen küçük alet, spiral .

intravenous

(s.) damarın içinde bulunan veya damarın içine tesir eden.

intrench

(bak.) entrench.

intrepid

(s.) yılmaz, korkusuz, cesur, yiğit. intrepid'ity (i.) yiğitlik. intrep'idly (z.) yiğitçe.

intricate

(s.) karışık, sökülmez, müşkül, muğlak, anlaşılması güç; girintili çıkıntılı. intricacy, intricateness (i.) şaşırtıcı derecede karışık olma. intricately (z.) karışık olarak.

intrigant

(i.) (Fr.) entrikacı, hilekâr, dalavereci.

intrigue

(i.) entrika, desise, hile; el altından görülen iş; gizli aşk macerası; merak uyandırabilme kabiliyeti; hikâyeyi ilginç bir duruma sokan karışık olaylar.

intrigue

(f.) merakını uyandırmak, ilgisini çekmek; şaşırtmak; el altından iş görmek, entrika çevirmek, dalavere yapmak, hilekârlık etmek; gizlice sevişmek. intriguingly (z.) merakını uyandırarak .

intrinsic, sical

(s.) aslında olan, esasi, yaradılıştan, hakiki. intrinsically (z.) aslında olarak.

intro

önek içe doğru.

introd.

(kıs.) introduction, introductry.

introduce

(f.) takdim etmek, tanıştırmak; ortaya çıkarmak, ortaya koymak, teklif etmek; tanıtmak; yeni bir bilgi getirmek; öğretmek, usulünü göstermek; içine sokmak; öne sürmek; başlamak, açmak .

introduction

(i.) takdim, tanıştırma; tavsiye mektubu; kitap önsözü; başlangıç; giriş; ortaya getirilen veya konan şey.

introductory

(s.) önsöz veya tavsiye kabilinden; tanıtma maksadıyle yapılan.

introit

(i.) dini ayinin başlangıcında sesle okunan ilâhi.

introjection

(i.), (psik.) kendisini başka biri veya başka bir şey zannetme.

intromission

(i.) bir şeyin başka bir şeyin içine sokulması.

introspect

(f.) kendi düşünce veya hislerini tahlil etmek. introspection (i.) kendi düşünce ve hislerini tetkik ve tahlil etme, murakabe, iç gözlem. introspective (s.) kendi kendini tetkik kabilinden .

introvert

(i.), (f.) içedönük kimse, içine kapanık kimse; (biyol.) kendi içine çevrilen uzuv; (f.) içeriye doğru çevirmek veya eğmek; düşüncelerini kendi üzerine çevirmek; (zool.) bir uzvu kendi içine çevirmek (salyangoz gözü gibi). introver'sion (i.) içeriye doğru dönme veya çevrilme.

intrude

(f.) zorla içeriye sokmak; istenilmeyen bir yere müsaadesiz ve davetsiz girmek; (jeol.) tabakalar arasına sokmak (volkanik kaya) .

intruder

(i.) davetsiz misafir, hakkı olmadığı yere giren kimse.

intrusion

(i.) zorla içeri girme, fuzuli işgal; davetsiz olarak sokulma, müsaadesiz şekilde araya girme.

intrusive

(s.) müsaadesiz gelip zorla içeri giren; (jeol.) tabakalar arasına giren (volkanik kaya) intrusively (z.) tabakalar arasına girerek. intrusiveness (i.) zorla içeri girmeye meyli olma.

intrust

(bak.) entrust.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL