NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

hold ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: hold
Bulunan Sonuç: 8

hold

(f). (held) (i). tutmak; bırakmamak, zapt etmek; içine almak, istiap etmek; alıkoymak, salıvermemek, durdurmak; sahip olmak, malik olmak, elinde tutmak; devam ettirmek; inanmak, kabul ve tasdik etmek; devam etmek, iltizam etmek; mecbur etmek; yapışmak; dayanmak, sabit olmak; sadık olmak: değişmemek; devam etmek, arkası kesilmemek, ilerlemek; doğru kalmak; durmak; (i). tutma, tutuş; tutacak şey veya yer, tutamak; sığınacak yer, destek, dayanak noktası, istinatgah; hapishane; nüfuz, hüküm; (müz). uzatma işareti. hold a thing over one bir şey ile durmadan tehdit etmek. hold aloof uzak durmak, yaklasmamak, ilişki kurmamak. hold at bay arada mesafe blrakmak, yaklaştırmamak. hold back zapt etmek; kendini tutmak, çekinmek. hold by (k).dili tutmak, inanmak. hold down (k).dili yurütmek (bir işi); tutunmak, koyvermemek, elden çıkarmamak. hold forth nutuk söylemek, uzun uzadıya açıklamak. hold good geçerli olmak; değerini korumak. hold in tutmak, zapt etmek; kendini tutmak. hold in esteem saymak, saygı göstermek, hürmet etmek. hold off uzakta tutmak, araya mesafe koymak; gecikmek. hold on devam etmek, süregelmek; tutup düşürmemek. Hold on ! (k).dili Dur! Bekle! hold one's ground durumunu muhafaza etmek, yerini korumak. hold one's head high eğilmemek, başını diktutmak, mağlup olmamak; yüzü olmak. hold one's own geri gitmemek, ayak diremek, mevkiini muhafaza etmek. hold one's peace veya tongue dilini tutmak konuşmamak. hold out dayanmak; ileri sürmek; tahammül etmek; yetmek; ayak diremek. hold out on one birinden gizlemek. hold over ertelemek, tehir etmek; belirli bir süreden fazla devam etmek; tehdit etmek. hold together bir arada tutmak; ayrılmamak; hakikate uygun görünmek, tutarlı olmak (ifade). hold up tutmak, yardımda bulunmak, korumak; arzetmek, göstermek, teşhir etmek; durdurmak, engel olmak; yolunu kesip soymak. hold water su kaldırmak; (k).dili geçerli olmak, makul olmak. hold with aynı fikirde olmak, (bir kimseyi) tasdik etmek. Hold your horses! (k).dili Dur, bekle!

hold

(i). gemi ambarı; geminin iç tarafı.

holdback

(i). engel, mania.

holder

(i). tutan şey; kulp, tutamak, tutamaç; (huk). hamil, sahip; kiracı.

holdfast

(i). tutma aleti.

holding

(i)., (s). tutma; kira ile tutulmuş arazi; spot engelleme; (gen). (çoğ). mal, mülk ve tahvil gibi eldeki değerler, edinç; (s). tutan, elinde bulunduran. holding company holding şirketi. holding pattern (hav). havaalanına inmeye izin beklerken uçağın izlediği uçuş yolu.

holdover

(i)., (k).dili süresi uzatılmış herhangi bir şey veya kimse.

holdup

(i). durdurma; gecikme; engel; yolunu kesip soyma, tabanca tehdidiyle soyma; yolun kapanması; (k).dili müşteriden fazla para isteme.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL