NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(f). yardım etmek; imdadınaa yetişmek, yardımına koşmak, kurtarmak, çare bulmak; çare olmak: faydası olmak; rahatlatmak. help one out kurtarmak, kurtulmasına yardım etmek. help oneself kendi kendine servis yapmak; yürütmek, aşırmak. Help yourself. Buyurun, kendiniz alınız (yemek, istenilen şey). Don't be longer than you can help. Mümkün oldugu kadar çabul ol. He can't help but win. Mutlaka başarır. Kazanmamasına imkan yoktur. I can't help but think. Düşünmemek elimde değil. It cant be helped. çaresi yok! Elden bir şey gelmez. So help me. ister inanın ister inanmayın. So help me God ! (bak). God.
(i). yardım, muavenet, çare, kurtulma; yardımcı, hizmetçi, uşak, çırak, yamak. the help (k).dili hizmetçiler, işçiler, mustahdemler. helper (i). yardımcı, muavin; hizmetçi.
ünlem imdat !
(s).faydalı, yararlı, işe yarar, yardımcı; yardımsever. helpfully (z). faydalı bir şekilde. helpfulness (i). yardım, işe yarama, elverişlilik.
(i). yardım; bir tabak yemek, porsiyon.
(s). kendisini idare edemeyen, çaresiz, aciz; zayıf, beceriksiz, kabiliyetsiz.
(i). arkadaş, eş, yardımcı; zevce.
Alışveriş Sepetiniz