NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(f.), (bak.) hem .
(i.) bazı hayvanlarda üçüncü göz kapağı.
(f.), (i.) koşum atını sesle sola döndürmek; (i.) bu hareket için ata verilen emir.
(i.) alıç.
(i.) Hawaii .
(i.) flurcun, (zool.) Cocco thraustes coccothraustes.
(i.) (f.) şahin, doğan, (zool.) Falco; atmaca, (zool.) Accipiter; çaylak; askeri kuvvetle ihtilâfı halletmek isteyen kimse; (f.) atmaca veya şahin ile kuş avlamak; atmaca gibi kuşa saldırmak. hawkish (s.) savaş yanlısı.
(f.) öksürerek gırtlağını temizlemeye çalışmak; balgam çıkarmak.
(i.) alttan saplı sıvacı tahtası.
(f.) sokakta öteberi satmak, seyyar satıcılık yapmak .hawker (i.) seyyar satıcı.
(s.) keskin bakışlı.
(s.) gaga burunlu.
(i.) sarı çiçekli bir bitki, (bot.) Hieracium mouseear hawk weed tırnak otu, farekulağı.
(i.), (den.) Ioça deliği; geminin önü, baş taraftan çifte demirli geminin zincir yatağı. hawsehole (i.) Ioça deliği.
(i.), (den.) palamar, yoma, kablo.
(i.) alıç, (bot.) Crataegus oxyacantha.
Alışveriş Sepetiniz