NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(i.) yaşlı çirkin kadın, kocakarı, acuze; buyücü kadın; eski dişi hayalet veya cin.
(i.) yılanbalığına benzeyen ve başka balıkların vücuduna başını sokarak yaşayan ufak deniz balığı.
(i.) Musevi din kitaplarının efsane kısmı; Musevi din kitaplarının tefsiri. haggadic (s.) bu kitaplara veya tefsirlere ait. haggadist (i.) bu kitap veya tefsirlerin yazarı.
(s.) yorgunluk ve açlıktan dolayı bitkin görünüşlü; yabani görünüşlü, yabani davranışlı (doğan).
(i.), iskoç koyun veya dana ciğer ve yüreği ile yapılan soğanlı yahni.
(s.) cadı gibi, acuze gibi.
(f.), (i.) sıkı pazarlık etmek; çekişmek; acemice kesmek; (i.) sıkı pazarlık; çekişme.
(i.), (çoğ.) Eski Ahit'te Tevrat ve peygamberlere ait kitapların dışında kalan kitaplar.
(i.) azizler hakkında yazan kimse.
(i.) azizlere tapma.
(i.) azizlerin hayatı ile ilgili edebiyat .
(s.) büyülenmiş olduğundan dolayı kederli. ,
The (heyg) Lahey .
Alışveriş Sepetiniz