NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(f.) (ned, ning) (i.) sırıtmak, dişlerini göstererek gülmek; acı veya öfke ile dişlerini sıkmak; (i.) sırıtma sırıtış. Grin and bear it. Sabırla tahammül et.
(f.) (ground) (i.) öğütmek, çekmek, ezmek; bilemek; sürterek parlatmak; gıcırdatmak; döndürmek, sapından tutup çevirmek; cefa etmek, eziyet vermek, sıkıştırmak; değirmen işletmek; gıcırdamak; (k.dili) sıkı ders çalışmak, slang hafızlamak, ineklemek; A.B.D., argo göbek atmak; (i.) öğütme, ezme; sıkıcı ve bitmek tükenmek bilmeyen iş; (k.dili) imtihan için sıkı çalışma, çok çalışan talebe, slang hafız, inek.
(i.) ögüten kimse veya makina, öğütücü; bileyici; azı dişi; diş; içinde et, peynir, domates ve turşu olan büyük sandviç.
(i.), (ing.) saraç alet ve malzemesi; bileyici dükkânı.
(i.) bileği taşı. keep one's nose to the grindstone durmadan çalışmak, didinmek .
(i.), (İsp.), (asağ.) ana lisanı İngilizce olan yabancı.
Alışveriş Sepetiniz