NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(s)., (z)., (eski) memnun, istekli, hevesli,arzulu; yükümlü, mecburi; (z). seve seve. I would fain go Gitmek isterdim; gitmeyi arzularım.
(s). tembel, aylak, boş gezenin boş kalfası.
(f). bayılmak, solmak. faint away bayılmak, kendinden geçmek.
(s)., (i). donuk, belirsiz, zayıf, baygın,gevşek; isteksiz; (i). baygınlık, bayılma. fainthearted (s). yüreksiz, korkak; mahcup, çekingen. faintly (z). azıcık, hafiften. faintness (i). baygınlık, bayılma, halsizlik.
(i). viski veya başka bir içki imal edilirken en son çıkan hafif ve karışık ispirto.
Alışveriş Sepetiniz