NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

exp ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: exp
Bulunan Sonuç: 73

exp

(kıs.) export, express.

expand

(f). büyütmek; geliştirmek,inkişaf ettirmek; şişirmek; genişletmek, tevsi etmek; açmak, yaymak; büyümek, gelişmek,inkişaf etmek; genişlemek, şişmek.

expanse

(i). geniş saha veya meydan;açılma, yayılma; genişlik.

expansible

(s). yayılıp büyümesi mümkün.

expansile

(s). açılıp yayılan.

expansion

(i). açılıp yayılma, büyüme, genişleme; genişleyen kısım, ek. coefficient of expansion (mat). genişleme katsayısı. expansion bolt sıkıştırma cıvatası,kurtağzı cıvata.

expansive

(s). yayılan, genişleyen,geniş, engin, yayılıp genişlemeye elverişli; şümullü, yaygın; coşkun, ateşli, açık sözlü. expansively (z). yayılarak, genişleyerek; coşkunlukla. expansiveness (i). yayılma, genişleme;coşma.

exparte

(Lat). yalnız bir tarafın yararına, tek taraflı.

expatiate

(f). etraflıca yazmak veya söylemek. expatia'tion (i). etraflıca yazma veya söyleme.

expatriate

(f)., (i). memleket dışına çıkmak, göç etmek;memleket dışına sürmek; (i). kendi vatanından başka bir memlekete yerleşen kimse.

expect

(f). beklemek, intizar etmek,ümit etmek, ummak; (k).dili zannetmek, tahmin etmek.

expectancy

(i). bekleme, bekleyiş,intizar, ümit; (huk). beklenen haklar. Iife ex pectancy ortalama ömür.

expectant

(s)., (i). bekleyen, ümit eden, uman (kimse). expectant mother hamile kadın. expectantly (z). bekleyerek,ümitle.

expectation

(i). bekleme, intizar, ümit; beklenilme. contrary to expectations beklenilenin aksine.

expectative

(s). muhtemel, beklenilen; ümit eden.

expectorant

(s)., (i)., (tıb). balgam söktüren: (i). balgam söktürücü ilaç.

expectorate

(f). balgam çıkarmak, tükürmek. expectora'tion (i). tükürme; tükürük, balgam.

expedient

(s), (i). doğru yolu aramadan istenilen sonucu elde etmek için en kolay yolu teşkil eden; uygun, münasip, muvafık, kestirme; (i). yol, çare, tedbir. expediency (i). yarar veya amaca erişmek için başvurulan çare; politika, bir işi doğru veya haklı olup olmadığına bakmadan yürütme. expediently (z). münasip şekilde, uygun olarak.

expedite

(f). çabuklaştırmak, hızlandırmak, kolaylaştırmak; çabuk icra etmek;(nad). göndermek, sevk etmek.

expediter

(i). güçlük ve eksiklere çare bulan kimse, bir iş için lüzumlu malzemenin vaktinde gelmesini temin eden memur.

expedition

(i). sefer, kesif heyeti veya seferi; zor yolculuk; sürat, acele; gönderme, sevk.

expeditious

(s). süratli ve becerikli; iş bilir. expeditiously (z). süratle, acele olarak, vakit kaybetmeden.

expel

(f). (led, ling) kovmak, azletmek, defetmek, tardetmek, çıkarmak; sürmek. expellant, lent (s)., (i). çıkaran; (i). defeden ilaç.

expend

(f). sarf etmek, harcamak. expendable (s). harcanabilen; (ask). feda edilebilen.

expenditure

(i). masraf, harcama.

expense

(i). masraf, fiyat, paha, harcama, sarf etme, verme; masraflı kimse veya şey. a Iaugh at his expense bir kimse ile alay etme. at the expense of pahasına, hesabıma; zararına. pay his expenses masraflarını ödemek. with no expense to you bedava, size masraf ettirmeden.

expensive

(s). pahalı, masraflı.

experience

(i). tecrübe, deney,görgü, vukuf; bir kimsenin geçirdiği tecrübeler, yaşantı; hayat. in all my experience bütün hayatım boyunca.

experience

(f). görmek, başından geçmek, çekmek, maruz kalmak, tecrübe etmek, denemek, tatmak, hissetmek. experienced (s). görgülü, tecrübeli, bilgili, irfan sahibi, marifetli.

experiential

(s). deneysel, tecrubi, tecrübeye dayanan, ampirik.

experiment

(i)., (f). deney, tecrübe, deneme; (f). deney yapmak, tecrübe etmek. experimen,tal (s). deneysel, tecrübeye dayanan, tecrübe. experimen'talism (i). deneyselcilik. experimen'tally (z). deneysel metotla,tecrübe ederek. experimenta'tion (i). deneme, deneyim, tecrübe.

expert

(s)., (i). usta, mahir, becerikli,uzman, mütehassıs, ehil; (i). uzman, mütehassıs,eksper, bilgi ve tecrübe sahibi kimse; bilirkişi. expertly (z). ustalıkla, mahirane.

expertise

(i). bilirkişi raporu; ehliyet,hüner.

expiate

(f). kefaret etmek, yapılan kötülüğü affettirecek bir harekette bulunmak,cezasını çekerek ödemek (suç). expiable (s). kefaret edilebilir. expiation (i). kefaret. ex'piatory (s). kefaret kabilinden.

expiore

(f). keşfetmek; incelemek, tetkik etmek, araştırmak; (tıb.) inceden inceye muayene etmek, ameliyatla araştırmak. explora'tion (i). keşif, araştırma, inceleme. explor'atory, explorative (s). keşif kabilinden,tetkik mahiyetinde. explorer (i). kâşif, keşfeden kimse veya araç.

expiration

(i). hitam, son, nihayet; nefes verme.

expire

(f). bitmek, sona ermek, müddeti hitama ermek; nefes vermek; ölmek, son nefesini vermek. expiratory (s). nefes vermekle ilgili.

expiry

(i). hitam, son, bitim.

explain

(f). anlatmak, açıklamak, izah etmek, beyan etmek, belirtmek, tasrih etmek,aydınlatmak, tenvir etmek, tarif etmek; açıklamada bulunmak, izahat vermek. explainaway örtbas etmek tevil etmek, sözü çevirmek. explain oneself kendisi hakkında izahat vermek; meramını anlatmak, anlatmak.

explanation

(i). açıklama, izah,izahat; anlam, mana; tanımlama, tarif; yorum,tefsir; uzlaşma.

explanatory

(s). açıklayıcı, izahat kabilinden.

expletive

(i)., (s). heyecan ifade eden söz; gereği olmayan harf,hece, kelime; anlamı kuvvetlendirici söz; küfür; (s). fazla, boşluğu dolduran, tamamlayan (kelime).

explicate

(f). yorumlamak, tefsir etmek; açıklamak, izah etmek, anlatmak. explic'able (s). anlatılabilir; anlaşılabilir. explication (i). açıklama, izah, izahat; ayrıntılı tasvir. explicative. explicatory (s). açıkalayıcı, izah edici; tahlili.

explicit

(s). sarih, apaçık, aşikar; kesin, katî. explicitly (z). açıkça, sarahatle.

explode

(f). patlatmak, infilak ettirmek;patlamak, infilâk etmek, patlak vermek; boşa çıkarmak, yanlış olduğunu ispat etmek, çürütmek. explode a theory bir kuramı çürütmek.

exploit

(i). kahramanlık, yiğitlik; sergüzeşt, macera.

exploit

(f). sömürmek, istismar etmek,istifade etmek; kullanmak, işletmek. exploita'tion (i). kendi çıkarına kullanma, sömürme, istismar. exploiter (i). sömüren veya istismar eden kimse; işleten kimse.

explosion

(i). infilak, patlama; galeyan, parlama, hiddetlenme. population explosion hızlı nüfus artışı. explosion oflaughter kahkaha tufanı.

explosive

(s)., (i). patlayıcı; (i). infilak maddesi, patlayıcı madde. high explosive yüksek patlamalı madde. explosively (z). patlayarak. explosiveness (i). patlama kabiliyeti.

exponent

(s)., (i). beyan ve ifade eden; temsil eden; (i). örnek, misal, sembol; (mat). üs exponen'tial (s)., (mat). üsse ait, üs rakamı cinsinden olan. exponentially (z). üs rakamlarına dayanarak.

export

(i). ihraç etme, ihracat; ihraç malı. export duty ihracat resmi. export license ihracat lisansı.

export

(f). ihraç etmek, dışarıya mal göndermek, ihracat yapmak. exporta'tion (i). ihraç etme, ihracat; ihraç edilen mal. ex'porter (i). ihraç eden kimse, ihracatçı.

expose

(i). suçu ortaya koyma, gizli bir şeyi açığa vurma; gizli kusurları meydana çıkaran makale veya kitap.

expose

(f). maruz bırakmak, karşı karşıya getirmek; göstermek, arz etmek; terk etmek, bırakmak (çocuk); teşhir etmek; keşfetmek, açmak, meydana koymak, açığa vurmak, alenen göstermek; (coltoq). kirli çamaşırları ortaya dökmek; (foto). almak, çıkarmak(filim üzerine).

exposed

(s). açıkça, meydanda; açık,maruz, korunmasız, muhafazasız; (foto). çekilmiş.

exposition

(i). ifade, izah, açıklama, şerh, yorumlama, tefsir; teşhir, sergileme; sergi.

expositor

(i). şerh eden kimse,yorum yapan veya tefsir eden kimse. expository (s). şerh ve izah eden, açıklayan.

expostfacto

(Lat). sonradan yapılmış olup öncekileride kapsayan; (huk). karar veya kanun yürürlüğe girmeden öncesi için geçerli olan.

expostulate

(f)., with ile dostça tenkit etmek, uyarmak, ikaz etmek, nasihat etmek. expostula'tion (i). dostça tenkit,uyarma. expos'tula'tor (i). nasihat eden kimse. expos'tulator'y (s). tenkit veya ikaz kabilinden.

exposure

(i). açma, keşfetme, teşhir;muhafazasız olma, maruz olma, açık olma;açığa çıkarma; (huk). mahrem yerlerini gösterme suçu; (foto). alma, çıkarma, poz (filim üzerine). The house has a southern exposure. Evin cephesi güneye bakar. exposure meter (foto). ışıkölçer, pozometre.

expound

(f). açıklamak, izah etmek,şerh etmek, yorumlamak, tefsir etmek.

express

(f). tarif etmek; ifade etmek, beyan etmek, anlatmak: yüz ifadesi veya mimiklerle anlatmak, belli etmek; sıkıp çıkarmak, sıkıp içini boşaltmak. express oneself maksadını anlatmak, meramını ifade etmek. express in other terms başka sözlerle anlatmak.

express

(s)., (z)., (i)., (f). açık, belli, sarih;kesin, katî; özel, hususi, mahsus; tam, tıpkı; gayesine uygun; sürat sağlayan; (z). sürat postası ile, ekspresle; (i). nakliye şirketi, ambar; sürat postası, ekspres; (f). ambarla göndermek. express company nakliye şirketi, ambar. express train surat postası, ekspres.

expressage

(i). ekspresle paket gönderme; bu iş için ödenen ücret.

expression

(i). ifade, deyim, ibare,söz, tabir; eda, yüzdeki ifade veya anlam;sıkıp içini boşaltma; (mat). ifade, ifade işareti. expressionism (i)., (güz san). ekspresyonizm. expressionless (s). ifadesiz, anlamsız, manasız.

expressive

(s). anlamlı, manalı, dokunaklı, tesir edici, etkileyici; canlı. expressively (z). anlamlı olarak, tesir edici bir şekilde.

expressly

(z). kesinlikle, katiyetle;belirli olarak, açıkça, sarahatle; özellikle, bilhassa.

expressman

(i). nakliyat şirketi memuru; nakliyat arabacısı.

expressway

(i). ekspres yol, otoban.

expropriate

(f). istimlak etmek, kamulaştırmak. expropria'tion (i). istimlak, kamulaştırma.

expulsion

(i). kovma, kovulma, tard, ihraç. expulsive (s). ihraç edici, ihraç kuvvetini haiz.

expunge

(f). silmek, bozmak, çıkarmak.

expurgate

(f). sansürden geçirmek(kitap); arıtmak, ıslah etmek, temizlemek. expurga'tion (i). ıslah etme, arıtma, temizleme. ex'purgator (i). ıslah eden veya arıtan kimse. expur'gatory (s). ıslah edici, ıslah kabilinden.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL