NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(i). toz; toz halinde herhangi bir madde; çiçek tozu; toz bulutu; toprak; çöp, değersiz şey, hiç; küçültücü durum; karışıklık. dust bowl kuraklık yüzünden toz fırtınalarına maruz kalan bölge.dust cover eşyaları tozdan korumak için yapılan kılıf. dust devil bazen kurak bölgelerde görülen küçük toz fırtınası. dust jacket kitabın cildini koruyan ikinci bir kap kitap kabı. dust storm kum fırtınası, toz fırtınası. bite the dust ölmek, özellikle savaşta ölmek; yenilgiye uğramak, başaramamak. Iick the dust ölmek; küçük düşmek. shake the dust from one's feet terk edip gitmek, kararlı olarak ayrılmak. throw dust in one's eyes aldatmak, yanıltmak.
(f). toz serpmek; toz almak, fırçalamak, tozunu silkmek; toz haline getirmek; tozlanmak.
(i). toz fırçası.
(i). toz bezi.
(i). toz yuvası, toz kapanı.
(i). toz alan kimse veya şey; toz bezi; elbiseyi tozdan korumak için giyilen önlük; kadınların yazın giydiği hafif ve bol ev elbisesi; toz serpmeye mahsus araç.
(i). toz filtresi.
(i). toz veya süprüntü yığını.
(i)., (ing.) çöpçü.
(i). faraş.
(s). toz geçirmez.
(s). tozlu; toz renkli; toz gibi. dustiness (i). tozluluk, toz.
Alışveriş Sepetiniz