NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(i)., (f). (ned, ning) sıkıştıran alacaklı; alacaklının parasını istemesi, alacak talebi; (f). alacağını istemek, borçluyu sıkıştırmak.
(s).,(i).esmer, kul rengine çalan kahve rengi, boz sıçan tüyü renkli; (i). boz renk; boz at. dun diver ördek.
(i). ahmak veya kalın kafalı kimse. dunce cap eski devirlerde okulda tembel öğrencilerin ceza olarak başlarına giydikleri kâğıt külâh.
(i). ahmak veya kalın kafalı kimse.
(i). rüzgârın yığdığı kum tepeciği .
(i)., (f). pislik, hayvan tersi, gübre; (f). gübrelemek. dung beetle zool Scara baeidae familyasından bokböceği, pabuç tartan böceği .dung fork gübre çatalı .dung heap, dunghill (i). gübre yığını, fışkılık.
(i). Hindistan'a mahsus bir çeşit kaba pamuklu kumaş; (çoğ.) bu kumaştan yapılmış işçi tulumu.
(i) zindan.
(f). bir sıvıya batırmak; kurabiyeyi kahve veya çaya batırarak yemek.
(i). sırtı kırmızı bir çeşit kum çulluğu, (zool.) Erolia alpina.
(i)., (den.) ambardaki eşya ıslanmasın diye altına ve yanına konulan saman ve tahtalar; tayfaların özel eşyası .
Alışveriş Sepetiniz