NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

dress ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: dress
Bulunan Sonuç: 6

dress

(f)., (i). giydirmek; düzenlemek, tanzim etmek, süslemek; (ask). bir hizaya getirmek, sıraya sokmak; tedavi etmek (yara); taramak, şekil vermek (saç); sepilemek (deri); temizlemek (kuş, balık); işlemek, ekip biçmek (toprak); giyinmek; hizaya girmek, sıralanmak. dress a ship gemiyi bayraklarla donatmak. dress down (k.dili). azarlamak. dress out. çok süslü giydirmek. dress up giyinip süslenmek.

dress

(i). kadın elbisesi, giysi, fistan giyinme, giyim, kılık kıyafet; itinalı kıyafet. dress circle opera veya tiyatroda protokol kısmı. dress goods kadın giyimine özgü kumaş. dressmaker (i). kadın terzisi. dressmaking (i). terzilik. dress parade geçit töreni. dress rehearsal tiyatro kostümle prova. dress shield subra. dress uniform (ask). merasim üniforması, büyük üniforma. evening dress gece elbisesi. full dress (frak). morning dress kadın ev elbisesi; redingot.

dresser

(i). şifoniyer; içine porselen veya gümüş takımlar konulan büfe; mutfak dolabı veya rafı.

dresser

(i). giydiren kimse, birinin giyinmesine yardımcı olan kimse; iyi giyinen kimse.

dressing

(i). giydirme, giyme, giyinme; pansuman, sargı; tavuk dolması içi; salça, mayonez, terbiye; gübre; down ile, (A.B.D). (k).dili azarlama. dressing case tuvalet çantası. dressing gown sabahlık. dressing room giyinme odası, gardırop. dressing table tuvalet masası.

dressy

(s)., (k).dili giyimine çok itina eden, şık; gösterişli giyinen.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL