NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(i). karabuğdaya benzer bir ot. patience dock labada, (bot). Rumex patientia sour dock kuzukulağı, (bot). Rumex acetosa.
(i). mahkemede sanık yeri.
(i)., (f)., (den). havuz, gemi havuzu, dok: iskele, rıhtım; (f). rıhtıma yanaşmak, havuza çekmek, havuza girmek. dockage (i). havuz veya rıhtım ücreti. docker (i). havuz veya tersane işçisi. dockmaster (i). tersane müdürü. dockyards (i). tersane. floating dock yüzer havuz.
(i)., (f)., (zool). hayvan kuyruğunun etli kısmı; (f). kuyruğunu kesmek; ücret, indirmek.
(i)., (f)., (huk). özet, hulasa; (huk). karar defteri; (huk). bekleyen davalar listesi; gündem, yapılacak işler listesi; paket etiketi; (f). özetlemek, hulasa etmek, listeye kaydetmek; etiket yapıştırmak. on the docket yapılacak işler listesinde, gündemde.
Alışveriş Sepetiniz