NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

cry ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: cry
Bulunan Sonuç: 19

cry

(i). ses, nida: bağırma; ağlama; feryat; nara, avaz; yalvarma; hayvan sesi; istek. a far cry çok farklı. in full cry havlayarak avı kovalayan (av köpeği). war cry savaş narası. within cry of duyulabilecek uzaklıkta.

cry

(f). ağlamak; feryat etmek; bağırmak; yalvarmak. cry down kötülemek. cry for arzu etmek, istemek. cry for the moon olmayacak bir şeyi istemek. cry off vaz geçmek. cry oneself to sleep uyuyuncaya kadar ağlamak. cry one's heart out kederden devamlı ağlamak. cry one's wares çığırtkanlık etmek. cry out haykırmak; bağırmak. cry out against karşı çıkmak, sesini yükseltmek. cry over spilt milk boşuna üzülmek, iş işten geçtikten sonra dövünmek. cry quits yeter demek, dur demek, teslim olmak. cry wolf sebepsiz yere imdat istemek.

crybaby

(i). çocuk gibi çabuk ağlayan kimse.

crying

(s). ağlayan. a crying shame çok yazık.

cryo

önek soğuk.

cryogenics

(i)., (fiz). soğukla ve özellikle son derece soğukla ilgili ilim dalı.

cryolite

(i)., (mad). flüor sodyum ve alüminyumdan mürekkep bir madde.

cryotherapy

(i)., (tıb). soğukla tedavi.

crypt

(i)., (mim). kilise ve benzeri binaların temelleri arasındaki yeraltı kemerleri; (anat). bademciklerde çukurcuk.

cryptanalysis

(i). şifre çözme ilmi.

cryptic

(s). örtülü, gizli, kapalı, hafi, mestur; şifreli. cryptically (z). tam manasını belirtmeden.

crypto

önek gizli, kapalı, muammalı.

cryptococcosis

(i)., (tıb). güvercin gübresi ile yayılan, mantardan gelen ve akciğerde yara açan bir hastalık.

cryptogam

(i)., (bot). Cryptogamia bölümünden çiçeksiz bitki (eğreltiler, yosunlar).

cryptogram

(i). şifre ile yazılan yazı. cryptographer (i). şifre ile yazı yazan. cryptographic (s). şifreli yazıya ait. cryptography (i). şifre ile yazı yazma. cryptology (i). şifre bilimi.

crystal

(i)., (s). kristal, billur; şeffaf şey; kol saati camı; (s). billur gibi, şeffaf, berrak. crystal ball billur küre. crystal gazing billur küre ile fal bakma. crystal glass parlak ve şeffaf cam. crystal set kristal ile çalışan radyo alıcısı. crystal system billur sistemi.

crystalline

(s). kristal gibi, parlak, temiz, şeffaf; billurdan yapılmış, kristal halinde. crystalline aggregate (jeol). granit taşında olduğu gibi bir arada bulunan karışık kristaller. crystalline lens (anat). göz merceği, lens.

crystallize

(f). billurlaştırmak billurlaşmak, kristal şekline koymak, kristal haline gelmek; belli olmak, sabit olmak; belirli bir şekil vermek veya almak; şekerle kaplamak; (çelik) müteaddit gerilmeler ile mikrostrüktürünü değiştirmek. crystalliza'tion (i). billurlaşma.

crystallography

(i). kristallerin şekillerini veya yapılışını tetkik eden bilim dalı.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL