NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

cross ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: cross
Bulunan Sonuç: 37

cross

(f). çaprazlamak; karşıdan karşıya geçmek; geçirmek; (bot)., (zool). türleri ayrı olan hayvan veya çiçekleri çiftleştirip melez çeşitler elde etmek; karşı gelmek; türleri karışmak; haç işareti yapmak; üstüne çizgi çizmek. crossed in love aşkta bedbaht olmuş. Cross my heart. Vallahi I Yemin ederim ki... cross oneself istavroz çıkarmak. cross one's arms kollarını kavuşturmak. cross one's fingers iyi şans dilemek. cross one's legs ayak ayak üstüne atmak. cross one's mind hatırına gelmek, aklıhdan geçmek. cross out karalamak, bozmak, silmek (yazı). cross someone's palm bahşiş vermek; falcıya para vermek. cross swords with... ile çekişmek, kavga etmek. cross up işini bozmak, atlatmak; hıyanet etmek.

cross

(i). çapraz işareti; haç, put, çarmıh, salip, istavroz; isa'nın öIümünün sembolü olarak kullanılan haç şekli; keder, gam, elem, cefa, dert, musibet; dörtyol ağzı; melez. bear one's cross eziyete sabırla tahammül etmek, dertli olmak. Red Cross Kızılhaç.

cross

(s). darılmış, öfkeli; huysuz, ters, titiz; aksi, zıt; çapraz; aykırı; melez; karşıya geçen. cross action. (huk). mukabil dava. cross section kesit, profil. cross street ara sokak.

cross-country

(s)., (z). ülkeyi baştan başa kateden; (z). bir uçtan öbür uca; yol dışından. cross-country race kır koşusu.

cross-examine

(f). sorguya çekmek, sıkıştırmak; (huk). dava esnasında bir avukatın öbür tarafın şahidine sual sorması.

cross-eyed

(s). şaşı.

cross-fertilization

(i). ayrı cinslerden olan çiçekleri çaprazlama yoluyla dölleme.

cross-grained

(s). damarları ters veya kırışık olan (tahta); ters, huysuz.

cross-legged

(s). bağdaş kurmuş, ayak ayak üstüne atmış.

cross-purpose

(i). ayrı gaye. at cross purposes anlaştık zannedip anlaşamayarak.

cross-question

(f). karşı tarafın şahidine soru sormak.

cross-reference

(i). kitapta bakılması gereken yeri gösteren not.

cross-stitch

(i). kanaviçe işi.

cross-town

(s)., (z). şehri bir uçtan diğer uca geçen; şehri enine geçen; (z). şehri bir uçtan diğer uca geçerek.

crossbar

(i). sürgü, kol demiri.

crossbeam

(i). kiriş.

crossbill

(i). çapraz gagalı ispinoz kuşu, (zool). Loxia curvirostra.

crossbones

(i). korsan bayrağındaki çapraz kemikler; elektrik veya zehir tehlikesini gösteren çapraz kemikler; (bak). skull and crossbones.

crossbow

(i). tatar yayı, arbalet.

crossbreed

(i)., (f). melez; (f). melez (i). elde etmek.

crosscheck

(f). sağlamasını yapmak.

crosscurrents

(i). zıt akımlar.

crosscut

(f). enine kesmek. crosscut saw testere, tahta testeresi; kütük kesmeye mahsus iki saplı uzun testere; ince dişli bıçkı.

crossfire

(i)., (ask). iki veya fazla noktadan çaprazlama ateş.

crosshatch

(f). (mim). paralel çapraz çizgilerle gölgelemek, taramak. crosshatching (i). , (mim). paralel çapraz çizgiler, tarama.

crossing

(i). geçiş; geçiş yeri.

crossover

(i). köprü, geçiş yeri.

crosspatch

(i)., (k).dili ters ve huysuz kimse.

crosspiece

(i). birbirini çaprazlama kesen herhangi bir şey.

crosspollinate

(f). ayrı cinsten olan çiçekleri döllemek.

crossroad

(i). ara yol, yan yol. crossroads (i). değişik yolların birleştiği nokta. at the crossroads dönüm noktasında.

crosstalk

(i). (telefonda) hatların karışması.

crosstree

(i)., (den). kurceta.

crosswalk

(i). yaya geçidi.

crosswind

(i). yandan esen rüzgâr.

crosswise

(z). çapraz, birbirini keserek.

crosswordpuzzle

çapraz bilmece.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL