NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(f)., (i). tıkamak, tıkayarak sokmak, sıkıca doldurmak; tıkınmak, tıka basa yemek; imtihan öncesi çok çalışmak; (i). kalabalık, izdiham cram-full (s). dopdolu, ağzına kadar dolu. cram it down his throat ağzına tıkmak, zorla kabul ettirmek.
(f). adalenin kasılmasına sebep vermek; mâni olmak, sıkıntı vermek; kenetlemek. cramp one's style bir kimsenin söz veya davranışlarını kısıtlamak. cramp the wheel direksiyonu tam kırmak. cramped (s). okunması zor; kasılmış.
(i). adale kasılması, kramp; şiddetli karın ağrısı; engel mânia; (mak). mengene, kenet, krampon; (çoğ). sancılı aybaşı. crampfish (i). torpilbalığı. writer's cramp çok yazmaktan parmaklarda meydana gelen kramp.
(i)., (mak). mengene,kenet, krampon, kanca, perçin çivisi.
Alışveriş Sepetiniz