NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(i)., (f). danışma, müşavere, istişare; dava vekili; tedbir, ihtiyat, basiret; öğüt, nasihat; düşünce, gaye, maksat, plan; (f). nasihat vermek, öğüt vermek, akıl öğretmek. keep one's own counsel fikirlerini kendine saklamak.
(i). danışman, müşavir; öğüt veren kimse; (çocuk kamplarında) yardımcı; (pol). müsteşar, bir elçilikte elçiden sonra gelen dışişleri memuru; avukat, dava vekili.
Alışveriş Sepetiniz