NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

cop ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: cop
Bulunan Sonuç: 34

cop

(i)., (k.dili). polis.

cop

f (-ped, -ping) (argo). aşırmak; yakalamak. cop out argo çekilmek, oyunbozanlık etmek

cop

(i). konik iplik yumağı.

cop-out

(i)., (ABD)., (argo). mesuliyetten kaçınma.

copaiba

(i). pelesenk yağı.

copal

(i). vernik imalâtında kullanılan bir reçine, kopal

coparcenary

(i)., (huk). müşterek vârislik; ortaklık; müşterek mülk sahipliği. coparcener (i). müşterek varis.

copartner

(i). ortak, şerik.

cope

(f)., (gen). with ile başa çıkmak, başarmak; çaresini bulmak,... ile uğraşmak.

cope

(i)., (f). papaz cüppesi; (f). cüppe giymek.

cope

(f). marangozlukta (iki kirişi) birbirine uydurup birleştirmek; kaplamak.

copenhagen

(i). Kopenhag.

copesetic

(s)., (A.B.D)., (argo). güzel.

copier

(i). kopya makinası.

copilot

(i). ikinci pilot.

coping

(i)., (mim). duvar tepeliği veya üstlüğü. coping saw oyma testere.

copious

(s). bol, mebzul, çok, velut, bereketli. copiously (z). mebzulen.

copper

(f).bakır kaplamak; bakır rengi vermek; (argo). bahis tutuşmak. coppery (s). bakır gibi, bakırımsı, bakırlı.

copper

(i)., (s). bakır; ufak para; (argo). polis; (çog)., (den). bakır kazan; (s). bakırdan yapılmış,bakıra benzer, bakır renginde; copperbottomed (s). bakır dipli, karinası bakır kaplı. copper-colored (s). bakır renginde. copperhead (i). Amerika'da bulunan bir çeşit zehirli yılan, (zool). Agkistrodon contortrix. copperplate (i). bir nevi ince el yazısı; bir nevi bakır klişe. coppersmith (i). bakırcı, ka zancı. copper sulphide (jeol). kalkopirit.

copperas

(i). demir sulfat, zaç.

coppice

(i). küçük koru, ağaçlık, çalılık.

copra

(i). kurutulmuş hindistancevizi içi.

coprolite

(i). taş haline gelmiş gübre.

copse

(bak). coppice.

copt

(i). Kıpti, Mısır asıllı Hıristiyan. Coptic (s)., (i). Kıpti; (i). Kıpti dili.

copula

(i). rabıta; (gram). ingilizcede özne ve tümleci birleştiren be fiili; (müz). rabıta türünden kısa pasaj; (man). önermenin öznesi ile fiili arasındaki bağlantı.

copulate

(s). bağlı, raptedilmiş

copulate

(f). cinsi münasebette bulunmak, çiftleşmek. copula'tion (i). bağlama, raptetme; cinsi yaklaşma; (man). bağ, rabıta. copulatory (s). bağlayıcı.

copulative

(s)., (i). rapteden, birleştiren, atfeden (uzuv veya kelime). copulative conjunction atıf edatı. copulative proposition (man). bağlayıcı önerme.

copy

(f). kopya etmek, suretini çıkarmak, istinsah etmek, taklit etmek; kopya çekmek.

copy

(i). kopya, suret, nüsha, numune, örnek; müsvedde; asıl; (gazet). metin, yazı. copybook (i). yazı defteri, not defteri. copyboy (i). gazete idarehanesinde çalışan çocuk. copycat (i)., (kdili). başkalarının davranışlarını taklit eden kimse. good copy (gazet). basılmaya değer konu. rough copy müsvedde, karalama, eskiz.

copy-edit

(f)., (gazet). bir metni baskıya vermeden evvel tashih etmek.

copyright

(i)., (f)., (s). telif hakkı; (f). telif hakkını muhafaza etmek; (s). telif hakkı mahfuz olan.

copywriter

(i). reklam ilânları hazırlayan kimse.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL