NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(f). temizlemek; kurtarmak; aydınllğa kavuşturmak; engeli aşmak; hesabını temizlemek; borcunu ödemek; temize çıkarmak; gümrükten çekmek; tahliye etmek; net kar etmek; tahsil etmek (çek vb); temizlenmek; takas odalannda çek vb'ni değiştirmek; limana giriş veya çıkış izni almak. clear away kaldırıp götürmek; kaybolmak. clear for action harbe hazır etmek, işe koyulmaya hazır etmek. clear off kaldırıp temizlemek. clear out çekilip gitmek; defolmak; boşaltıp temizlemek. clear the air işleri düzeltmek; gerginliği gidermek. clear the decks diğer işleri bir tarafa itip belirli bir işe koyulmak. clear the way yol açmak. clear up halletmek; aydınlatmak; açılmak (hava); iyileşmek (hastalık).
(s). açık, aydınlık vazıh; parlak, berrak; şeffaf, saydam; net; kati, kesin; masum, temiz; sakin; açık (arazi vb); hudutsuz; takıntısız. clear conscience vicdan rahatllğı. clear-cut (s). keskin; açık ve seçik. clear evidence açık ve kesin ispatlayıcı delil.
(z). açıkça, açık olarak; tamamen, bütünüyle.
(s). zeki bakışlı, akıllı. clearheaded (s). iyi düşünen clear-sighted (s). basiretli. clear title ipotekten ari mülkiyet hakkı; sağlam. tapu in the clear engellerden uzak; şüphe altında olmayan. out of the clear birdenbire. steer clear sakınmak The coast is clear Meydan boştur.
(i). temizleme; açıklık yer; gümrük muayene belgesi, gümrük müsaadesi; takas, sayışma, hesaplaşma; geminin limanı terketme hakkı. cleurance papen geminin limanı terketme izni belgeleri.
(i). temizleme işi; açığa çıkarma; aydınlatma; açıklık, meydan; takas, kliring. clearinghouse (i). kliring odası.
(f). kolalamak, kolalayıp ütülemek. clearstarcher (i). kolacı.
(bak). clerestory.
Alışveriş Sepetiniz