NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

ce ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: ce
Bulunan Sonuç: 156

ce

(kıs). Chemical Engineer, Church of England, Civil Engineer.

cealendar

(f). zaman sırasıyla kaydetmek, kayda geçirmek.

cealends, kalends

(i)., (çoğ). (Roma takviminde) ayın ilk günü.

cease

(f)., (i). durmak, kesmek; bitmek, sona ermek; bırakmak, devam etmemek, son vermek; (i). durma; inkıta. without cease durmadan, durmaksızın.

cease-fire

(i)., (ask). ateşkes.

ceaseless

(s). fasılasız, durmayan, biteviye ceaselessly (z). durmaksızın.

cecum

(i). anat, (zool). körbağırsak.

cedar

(i). sedir ağacı; erz ağacı,(bot). Cedrus; bu ağaçların tahtası. cedar of Lebanon Lübnan selvisi, (bot). Cedrus libani. Himalayan cedar, Indian cedar çin ağacı, (bot). Cedrus deodara. cedar chest yünluleri güveden korumak için sedir ağacının odunundan yapılmıs sandık.

cede

(f). bırakmak; terk etmek; devretmek, göçetmek.

cedi

(i). Gana`nın para birimi.

cedilla

(i). çengel işareti, ç ve ş harflerinin altındaki işaret.

ceil

(f). tavan çekmek, tavan inşa etmek.

ceiling

(i). tavan; azami sınır; (den). iç kaplama; (hav). yeryüzünün çıplak gözle havadan görülebildiği en yüksek nokta; belirli şartlar altında bir uçağın yükselebildiği yükselti. ceiling price azami fiyat, tavan fiyatı.

ceinture

(i). kemer .

celandine

(i). kırlangıç otu,(bot). Chelidonium majus. Iesser celandine mayasıl otu, basurotu, (bot). Ranunculus ficaria; kediayası, (bot). Ficaria ficaria.

celcius thermometer

santigrat termometresi.

celebes

(i). Selebes adası.

celebrant

(i). törene katılan kimse; ayini idare eden papaz.

celebrate

(f). kutlamak, tesit etmek; ilân etmek; ayin yapmak, törenler tertip etmek; bayram yapmak celebra'tion (i). kutlama celebrator (i). kutlayan kimse.

celebrated

(s). meşhur, şöhretli, ünlü; hakkında çok yayın yapılmış.

celebrity

(i). meşhur bir kimse;şöhret,ün.

celeriac

(i). kereviz, (bot). Apium graveolens rapaceum.

celerity

(i). hız, sürat.

celery

(i). sap kerevizi, (bot). Apium graveolens .celery root kereviz .

celestial

(s)., (i). göğe ait, semavi; kutsal, ilâhi; gökte oturan; (i). göksel varlık; (bh)., (alay) çinli. Celestial Empire ,Çin imparatorluğu. celestial equator gök büyük kuşağı. celestially (z) göksel olarak .celestial navigation yıldızlara bakarak yön tayini.

celiac

(s). karın boşluğuna ait.

celibacy

(i). bekârlık; evlenmeme yemini (dini sebeplerden öturü).

celibate

(i)., (s). bekâr; (s). özellikle dini sebeplerle evlenmeyen.

cell

(i). hücre; küçük oda; ünite; (elek). pil. cell-block (i). hapishanede birçok hücreden meydana gelen bölüm. cell fluid lenf. cell wall hücre çeperi. dry cell kuru pil. padded cell çok azgın deliler için duvarları pamukla kaplanmış hücre.

cella

(i). (coğ -Iae) eski Yunan ve Roma tapınaklarında mabudun heykelinin bulunduğu iç oda.

cellar

(i)., (f). kiler; mahzen; bodrum, bodrum kat; şarap mahzeni; şarap stoku. salt cellar tuzluk.

cellarage

(i). bodrum; depo, kiler veya mahzen yeri; bu gibi bir yer için ödenen kira.

cellarer

(i). manastır kilercisi.

cellaret

(i). içki dolabı.

cellist

(i). viyolonsel çalan kimse.

cello

(i). viyolonsel.

cellophane

(i). selofan.

cellular

(s). hücrelerle ilgili; hücreleri olan, hücreli. cellular structure hücreli bünye .

cellule

(i). hücrecik, gözcük.

celluloid

(i)., (tic).,(mark). selüloit.

cellulose

i, (kim). selüloz cellulose acetate suni deri veya sentetik kumaş ve iplik yapımında kullanılan selüloz asetat karışımı cellulose tape selüloz bandı.

celt

(i).Kelt, bugünkü Breton, irlanda ve Galyalıların aslım meydana getiren Hint Avrupa asıllı kavim. Celtic, Keltic (s), (i). Keltlere ait; (i). Keltçe.

celt

(i)., (ark) eski devirlere ait taş veya madeni balta.

cembalo

(i).çembalo, piyanoya benzer bir çalgı.

cement

(f). yapıştırmak; beton ile kaplamak. cement good relations with.... ile dostluk kurmak.

cement

(i). çimento; tutkal, zamk, macun, çiriş; yapıştırma işinde kullanılan herhangi bir madde; (dişçi). dolgularda kullanılan alçı .cement block çimento briket. hydraulic cement su kireci. Portland cement Portland çimentosu .

cementation

(i). çimentolama işi; (mad). tavlama, sementasyon.

cemetery

(i). mezarlık, kabristan.

cenesthesia

(i)., (psik). duygulanım; hal duygusu.

ceneurial

(s). yüzyıla ait.

cenobite

(i). manastırda yaşayan tarikat mensubu. cenobit'ical (s). bir tarikata ait .

cenotaph

(i). öImüş bir kimseyi anmak için dikilmiş olan ve boş bir mezardan ibaret abide.

cenozoic

(s).,(i)., (jeol). günümüze kadar gelen jeolojik devre ait, dördüncü zamana ait; (i). son jeolojik devir, dördüncü zaman.

cense

(f). buhur yakmak, tütsülemek.

censer

(i). buhurdan, buhurdanlık, buhurluk.

censor

(i)., (f). sansürcü kimse, sansur memuru; başkalarının ahlâki davranışlarını kontrol eden kişi; eski Roma cumhuriyetinde nüfus ve ahlâk meselelerine bakan yüksek rütbeli görevli; (f). sansürcülük görevi yapmak; sansür koymak. censor'ial (s). sansüre ait, sansürle ilgili. censorship (i). sansür, sansür işleri.

censorious

(s). durmadan kusur bulan, tenkitçi. censoriously (z). durmadan kusur bularak.

censurable

(s). ithama lâyık, kusurlu bulunabilir. censurably (z). tenkide yol açan bir şekilde.

censure

(i).,(f). tenkit, kınama; itham etme, suçlama; (f). sert bir şekilde tenkit etmek; kabahatli bulmak; tasvip etmemek, uygun bulmamak, münasip görmemek. censurer (i). kınayan kimse.

census

(i). sayım, nufus sayımı; eski Roma'da vergi sistemiyle ilgili olarak vatandaş ve mal sayımı.

cent

(i). Birleşik Amerika para birimi olan doların yüzde biri; bu değeri taşıyan sikke.

cent

(kıs). centigrade, central, centum, century.

centare

(i).,(mat). santiar.

centaur

(i).,(Yu).,(mit). insan başlı at biçimindeki mitolojik yaratık.

centaurus

(i). Kentaurus takımyıldızı.

centaury

(i). kantaron,(bot). Centaurium.

centenarian

(s).,(i). yüz yıl yaşamış olan, yüz yıllık, yüz yıla ait;(i). yüz yaşındaki kimse.

centenary

(s)., (i). yüz yüz yıllık; yüz yılda bir vaki olan; (i). 100 yıldönümü; yüzyıl, asır.

centennial

(s)., (i). 100 yıldönümune ait; yüz yıl ile ilgili; yüz yıl süren; yüz yıllık; (i). 100. yıldönümü; 100 yıldönümünü kutlama töreni .centennially(z). yüzyılda bir.

center,centre

(i). merkez, orta; (mak). punta tornası; (spor). santr; (pol). ıIımlı parti, grup vb center bit punta matkabı. center of attraction çekim merkezi; dikkat merkezi. center of gravity ağırlık merkezi. dead center (mak). sabit punta Iive center (mak). döner punta, canlı punta.

center,centre

(f). ortaya almak, bir merkezde toplamak; ortasını almak, ortalamak; ortada olmak, ortaya gelmek; merkezde toplanmak.

centerboard

(i)., (den). işler omurga.

centerpiece

(i). herhangi bir şeyin ortasına konulan süsleyici eşya.

centesimal

(s). yüzüncü; yüzde bir, yüzde bire ait. centi-, cent- onek yüz, yüzde bir.

centigrade

(s). yüz dereceye bölünmüş; santigrat termometreye ait. centigrade thermometer santigrat termometre.

centigram, centigramme

(i). santigram.

centiliter, centilitre

(i). santilitre.

centime

(i). santim, frankın yüzde biri.

centimeter,-tre

(i). santimetre .

centipede

(i). kırkayak, çıyan, (zool). Scolopendra. yellow centipede sarı ,çıyan, (zool). Cermatia nobilis.

centner

(i). elli kilogramlık bir ağırlık birimi.

central

(s)., (i). merkezi, ortada olan; ana, belli başlı; (anat). beyne ve belkemiğine ait; (i). telefon santralı; santral memuru. central angle merkez açı. central bank merkez bankası. central heating kalorifer tesisatı. centrally (z). merkezi olarak. Central African Republic Orta Afrika Cumhuriyeti. Central America Orta Amerika.

centralisrn

(i). merkezileştirme, santralizasyon; hükümet idaresinde merkezileştirme sistemi.

centrality

(i). merkeziyet, merkezde olma.

centralize

(f). merkezileştirmek, merkezde toplamak; hükümetin eli altında toplamak; merkezde toplanmak, merkezlenmek. centraliza'tion (i). merkezileştirme.

centric, centrical

(s). merkezi, merkezsel. centri'city (i). merkezi oluş.

centrifugal

(s). merkezkaç, santrifuj; merkezkaç kuvvetle idare edilen. centrifugal casting savurma döküm. centrifugal filter santrifuj filtre.centrifugal force merkezkaç kuvveti. centrifugally (z). merkezden uzaklaşarak.

centrifuge

(i). santrifuj, santrifuj makinası.

centripetal

(s). merkezcil, merkeze doğru giden, merkeze yaklaşan. centripetally (z). merkezcil olarak. centro- onek merkez, orta.

centrum

(i). (çoğ -trums, -tra) merkez, orta; (anat). omurgalılarda gövde.

centuple

(s)., (f). yüz misli, yüz katı; (f). yüz ile çarpmak; yüz misline çıkarmak.

centuplicate

(f)., (s)., (i). yüz ile çarpmak, yüz misline çıkarmak; (s). yüz misli, yüz katı; (i). yüz katına çıkarılmış sayı veya miktar. centuplica'tion (i). yüz ile çarpma.

centurion

(i). eski Roma'da yüzbaşı.

century

(i). yüzyıl, asır; yüz kişi veya yüz şeyden ibaret topluluk; eski Roma ordusunda yüz kişilik bölük. century plant yüz yaşına gelene kadar çiçek açmadıgına inanılan bir süs bitkisi, agav, (bot). Agave americana.

cephalic

(s). başa ait, kafa ile ilgili; baş gibi, kafa cinsinden. cephalic index kafatasının en uzun ve en geniş noktaları arasındaki oranın yüz ile çarpımı.

cephalonia

(i). Kefalonya.

cephalopod

(i)., (zool). kafadanbacaklı. Cephalopoda (i)., (çoğ)., (zool)., kafadanbacaklılar.

cephalothorax

(i)., (zool). kabuklular ve örümcek gibi eklembacaklılarda baş ve göğüs kısmı.

cephalous

(s). başlı, kafası olan.

cepheus

(i)., (astr). Cepheus takımyıldızı.

ceraceous

(s). balmumu gibi, balmumu cinsinden.

ceramic

(s). seramik; kil, porselen, toprak, çini vb'nden yapılmış esyaya ait; bu maddelerin imal edilişi ile ilgili. ceramic tile çini.

ceramics

(i)., (tek). seramik sanatı ve tekniği; çini, çini işleri; çinicilik; (çoğ). seramik eşya, çini, çanak çömlek. ceramist (i). çinici, seramikçi.

cerate

(i)., (ecza). balmumu veya yağ ile yapllmış bir merhem.

ceratoid

(s). boynuz gibi; boynuzlu.

cerberus

(i)., (mit). cehennemin kapısını bekleyen üç başlı köpek; uyanık ve sadık bir bekçi.

cere

(f). balmumlu beze sarmak; eski balmumuna batırmak.

cereal

(i)., (s). tahıl, hububat, zahire; ABD herhangi bir tahıl ile hazırlanmış ve kahvaltıda yenen bir yiyecek; (s). tahıl veya tahıl bitkilerine ait.

cerebellum

(i)., (çoğ-lums,-la). (anat) beyincik, küçük beyin.

cerebral

(s)., (anat). beyne ait; ussal.

cerebrate

(f). beyin faaliyeti göstermek; düşünmek.

cerebration

(i). beynin faaliyeti; düşünme.

cerebrospinal

(s)., (anat) beyne ve omuriliğe ait, beyni ve omuriliği etkileyen.

cerebrum

(i). (çoğ -bra)., (anat). asıl beyin.

cerecloth

(i). çoğunlukla kefen olarak kullanılan mumlu bez.

cerement

(i)., (gen)., (çoğ). mumlu bez, kefen bezi.

ceremonial

(s)., (i). törensel, merasimle ilgili, resmi; (i). tören, merasim; ayin. ceremonially (z). törensel olarak.

ceremonious

(s). resmi; muaşeret kurallarına dikkat eden; törensel. ceremoniously (z). çok resmi bir şekilde. ceremoniousness (i). resmi oluş, resmiyet.

ceremony

(i). tören, merasim; ayin; resmiyet, protokol; nazik ve uygar bir davranış. stand on ceremony resmi davranmak. without ceremony teklifsizce.

ceres

(i)., (mit). bereket tanrıçası.

cerise

(i)., (s). kiraz kırmızısı; (s). kiraz kırmızısı renginde olan.

cerium

(i)., (kim). seryum.

cerography

(i). balmumu üzerine yazma veya oymacılık.

cerography

(i). balmumu üzerine yazma ve oymacılık.

ceroplastic

(s). balmumundan heykel yapımına ait; balmumundan yapılmış.

cerotic

(s). balmumu ile ilgili. cert (kıs). certificate, certified, certify.

certain

(s)., (i). katı kesin; emin, kaçınılmaz; muhakkak, şüphesiz; belirli, muayyen, kararlaşmış; güvenilir, itimada şayan; bazı; (i). belirli olmayan miktar, bir kısım. for certain muhakkak, süphesiz. of a certain age orta yaşlı. certainly (z). elbette, tabii, baş üstüne. certainty (i). katiyet, kesinlik.

certes

(z)., (eski). elbette, tabii, mutlaka.

certificate

(i). belge, vesika; sertifika, tasdikname, şahadetname; ruhsat; diploma. birth certificate nüfus kâğıdı. health certificate sağlık belgesi. certificate of origin menşe belgesi, rapor. certificate of registry gemi tasdiknamesi. stock certificate hisse senedi.

certificate

(f). belge vermek, belgelemek, tevsik etmek; vesika veya sertifika sağlamak. certifica'tion (i). belgeleme; ruhsat.

certified

(s). tasdikli, onaylı; tevsik edilmiş, bir belge ile tasdik edilmiş; garanti edilmiş; ruh hastası olduğuna kanunen hükmedilmiş. certified bill of lading tasdikli konşimento. certified carrier yetkili nakliyeci. certified check tasdikli çek, vizeli çek. certified copy tasdikli suret. certified public accountant (kıs). C.P.A. A.B.D. diplomalı hesap uzmanı.

certify

(f). tasdik etmek, onaylamak; referans vermek; teyit etmek, doğrulamak; garanti etmek; deli olduğunu açığa vurmak.

certiorari

(i)., (huk). bir alt derecedeki mahkemenin gördüğü bir davanın dosyasının bir üst mahkemede incelenmek üzere celbini isteyen müzekkere.

certitude

(i). kesinlik, katiyet.

cerulean

(s). gök mavisi, havai mavi.

cerumen

(i). kulak kiri.

ceruse

(i). üstübeç.4

cervical

(s)., (anat). rahim boynuna ait, rahim boynuyla ilgili.

cervine

(s). geyik gibi; geyiğe ait, geyik familyası ile ilgili.

cervix

(i)., (çoğ -vix,es, -vices)., (anat). boyun; rahim boynu; boyuna benzer herhangi bir kısım.

cesarean

(s). Sezar'a ait. cesarean operation, cesarean section sezaryen ameliyatı.

cesium

(i)., (kim). sezyum.

cessation

(i). durma, kesilme, inkıta; fasıla, ara.

cession

(i). terk, çekilme; verme, devretme.

cessionary

(i). kendisine bir şey devredilen kimse.

cesspit

(i). çöp çukuru.

cesspool

(i). Iağım çukuru; mezbele, çöplük, pislik yuvası.

cestode

(i)., (zool). bağırsak şeridi; parazit kurt.

cestus

(i). kuşak, kemer; korse; (mit). aşk ilhamı veren ve üzeri birçok şeyle süslenmiş olan Venüs`ün kuşağı.

cestus

(i). eski Roma'da boksörlerin giydigi deri bağcıklardan yapılmış ve üstünde maden parçaları olan bir çeşit eldiven.

cetacea

(i)., (çoğ)., (zool). memeli deniz hayvanları takımı.

cetacean

(s)., (i). memeli deniz hayvanları takımına mensup; (i). memeli deniz hayvanı.

cetaceous

(s)., (bak). cetacean.

ceteris paribus

(Lat). diğerleri eşit olmak üzere; (kıs). cet. par.

cetus

(i)., (astr). Balina takımyıldızı.

ceylon

(i). Seylan adası, (bak). Sri Lanka.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL