NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

car ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: car
Bulunan Sonuç: 166

car

(i). otomobil, araba; vagon; (balon veya asansörde) yolcu taşımaya mahsus kısım; içinde canlı deniz hayvanları muhafaza edilen delikli kutu veya sandık. car barn taşıt deposu.

carabineer

(i). karabina denilen tüfeği kullanan asker.

carabiniere

(i). (çoğ. -ri) italyan polisi.

caracal

(i). bir cins vaşak, karakulak, (zool). Felis caracal; bu hayvanın kürkü.

caracas

(i). Caracas, Venezuela,nın başkenti.

caracole

(i)., (f). binicilikte yarım çark hareketi; (f). bu hareketi yaparak at sürmek.

caracul

(bak). karakul.

carafe

(i). cam sürahi.

caramel

(i). tatlılara renk ve lezzet vermede kullanılan yanmış şeker, karamel; karamela.

caramelize

(f). yanmıs şeker haline gelmek veya koymak.

carapace

(i)., (zool). kaplumbağa gibi hayvanların üst kabuğu.

carat

(i). kırat, değerli taşların ağırlık öIçü birimi, ayar (1 kırat=200 mg).

caravan

(i). kervan; üstü kapalı büyük yolcu veya yük taşıyan araba; kamyon; (ing). arabanın arkasına takılarak çekilen tekerlekli seyyar ev.

caravansary, caravanserai

(i). kervansaray, büyük yolcu hanı veya otel.

caravel

(i). karavela.

caraway

(i). Karaman kimyonu, (bot). Carum carvi.

carbide

(i)., (kim). karbit.

carbine

(i). karabina, kısa tüfek, suvari tüfeği.

carbohydrate

(i)., (kim). karbonhidrat.

carbolated

(s)., (kim). asit fenikli.

carbolic

(s)., (kim). fenollü. carbolic acid asit fenik.

carbolize

(f). karbol asidi katmak.

carbon

(i)., (kim). karbon; kopya kağıdı, kopya kağıdı ile çıkarılmış nüsha, suret. carbon black is, lamba isi. carbon copy karbon kopyası. carbon cycle (biyol). karbon devresi. carbon dioxide karbondioksit. carbon monoxide (kim). karbon monoksit.

carbonaceous

(s). karbona ait; karbonlu; karbon gibi.

carbonado

(i)., (f). ızgara et veya balık; (f). ızgara yapmak; gelişigüzel kesmek, parçalamak.

carbonado

(i). siyah elmas, genellikle Brezilya'da çıkarılan koyu renk elmas parçası.

carbonaro

(i). (çoğ. -ri) 19 asırda italya, ispanya ve Fransa'da faaliyette bulunan gizli siyasi kuruluşun üyesi.

carbonate

(i)., (f)., (kim). karbonat, karbon asit tuzu veya esteri; (f). kömür haline koymak, kömürleştirmek; karbonata çevirmek.

carbonation

(i)., (kim). karbondioksitle kireç çökeltme.

carbonic

(s)., (kim). karbonata ait, karbonik. carbonic acid karbonik asit.

carboniferous

(s). kömür hâsıl eden, kömürlü, karbonlu; (b.h)., (jeol). karbon devrine ait.

carbonize

(f). kömürleştirmek, kömür haline koymak, yakmak. carboni za'tion (i). kömürleşme.

carborundum

(i)., (tic). (mark) zımpara, korindon.

carboy

(i). damacana etrafında sepet örgü veya tahta muhafazası olan büyük şişe.

carbuncle

(i)., (tıb). çıban, şirpençe; burun sivilcesi; lal taşı, yakut; yakut kırmızısı, kahverengimsi kırmızı renk.

carburet

(f)., (kim). karbon ile birleştirmek veya doldurmak.

carburettor

(ing). carburettor (i). karbüratör. carburetor nozzle karböratür memesi.

carburize

(f). karbon ile birleştirmek. carburiza tion (i). karbon ile birleştirme.

carcass

(i). Ieş, ceset (küçümseme ile); vücut, gövde (bugünkü dilde küçümseme veya şaka olarak); enkaz (gemi vb); bina iskeleti.

carcinogen

(i). kansere sebep olan madde.

carcinoma

(i). (çoğ. -mata, -mas) (tıb). habis ur, kanser.

carcinomatosis

(i)., (tıb). kanser tümörlerinin vucuda yayılması.

card

(f). kart koymak (masaya); fişlemek, kartlara yazmak; kart veya kartonlara yapıştırmak; (yünü, pamuğu) taramak. carder (i). tarakçı.

card

(i). kart, posta kartı; tebrik kartı; kartvizit; üyelik kartı; giriş kartı; program; iskambil kağıdı; (çoğ). kâğıt oyunları; (k).dili şakacı ve neşeli insan; yün, pamuk vb'ni taramaya mahsus tarak. (dokumacılıkta), kaşağı. card catalogue kart kataloğu. card index kart fihristi. card table kumar masası. a card up one's sleeve kurtarıcı. in the cards muhtemel, olasılı. put one's cards on the table samimi olarak açıklamak.

cardamine

(i). hardal familyasından bir bitki çesidi acı tere, (bot). Cardamine amara.

cardamom

(i). kakule, hemame, (bot). Elettaria cardamomum.

cardboard

(i). mukavva, karton.

cardiac

(s)., (i)., (anat). kalbe ait, kalple ilgili; yüreği tembih eden; mide ağzına ait; (i). kalp'hastası; kalp ilâcı. cardiacdilatation kalp büyümesi. cardiac insuffi ciency kalp kifayetsizliği. cardiac murmur kalp hırıltısı. cardiac valve kalp kapağı.

cardialgia

(i). (tıb). kalp ağrısı.

cardigan

(i). hırka, ceket.

cardinal

(s)., (i). belli başlı, ana, önemli; parlak kırmızı; (i). kardinal; parlak kırmızı renkli ve tepeli bir çeşit Amerikan ispinozu. cardinal numbers esas sayılar. cardinal point dört esas yönden her biri. Gardinalship (i). kardinallik.

cardinalate

(i). kardinallik makamı; kardinaller zümresi.

carding

(i). yün ve pamuk tarama carding machine yün ve pamuk tarama makinası.

cardiogram

(i). kardiyogram.

cardiograph

(i). kardiyograf cardiograph'ic (s). kardiyografi ile ilgili. cardiog'raphy (i). kardiyografi.

cardioid

(i)., (mat). yürek şeklinde olan eğri, kardioit.

cardiology

(i). kalpten ve kalbin görevlerinden bahseden ilim, kalp bilgisi.

cardiopneumatic

(s). kalbe ve akciğerlere ait.

cardiosclerosis

(i). kalp zarlarının katılaşması, kardiyoskleroz.

carditis

(i), (tıb). kalp iltihabı, kardit.

cardoon

(i). kenger, kengel, yabanenginarı, (bot). Cynara cardunculus.

cardsharp

(i). hileci kimse (iskambilde).

care

(i). endişe; merak; gaile; dikkat, ihtimam; tedbir, koruma, ilgi; eski üzüntü, sıkıntı. in care of eliyle. take care dikkatli olmak. take care of bakmak; muhafaza etmek.

care

(f). merak etmek, endişe etmek; ilgilenmek, alakadar olmak; üstüne almak, vazife edinmek; hoşlanmak, özel bir ilgi duymak, meyli olmak. care for bakmak; ilgilenmek; beğenmek; arzulamak. I don't care. Umurumda degil. Bana ne?

careen

(f)., (i)., (den). karinaya bastırmak, gemiyi yan yatırmak; kalafat etmek; yan yatmak (gemi); ABD sarsılmak; (i). karinaya bastırma, yan yatma.

career

(i)., (s). meslek, meslek hayatı; meslekte başarı kazanma; sürat; (s). profesyonel. take up a career bir mesleğe girmek. career woman meslek sahibi kadın. in full career bütün hızı ile. careerist (i). meslek bakımından ilerlemeye meraklı olan kimse.

career

(f). hızla gitmek veya koşmak.

carefree

(s). keyfi yerinde, kaygısız, dertsiz.

careful

(s). dikkatli; itinalı, tedbirli; ölçülü. carefully (z). dikkatle. carefulness (i). dikkat, dikkatli olma.

careless

(s). dikkatsiz; ilgisiz, kayıtsız; düşünülmeden söylenmiş veya yapılmış; ihmalkar. carelessly (z). ihmalkar bir şekilde, dikkat etmeden. carelessness (i). dikkatsizlik, ihmal.

caress

(i)., (f). okşama, kucaklama; (f). okşamak, sevmek, kucaklamak. caressingly (z). kucaklayarak.

caret

(i). yazıda çıkma işareti ; atlanan bir bülümün cümlenin neresine geleceğini gösteren işaret.

caretaker

(i). bir yerin hizmet işleriyle görevli olan kimse, bina yöneticisi. caretaker government geçici hukümet.

careworn

(s). endişeden bitkin.

carfare

(i). (otobüste) bilet parası.

cargo

(i). (gemi, uçak) kargo, yük.

carhop

(i)., (A.B.D)., (k).dili arabadan inmeden servis yapan açık hava lokantasında kadın veya erkek garson.

carib

(i). Karayib Denizi sahillerinde yaşayan kızılderili.

caribbean sea

Karayib Denizi.

caribou

(i). Kuzey Amerika'ya mahsus birkaç cins ren geyiği.

caricature

(i)., (f). karikatür; karikatür sanatı; kötü taklit; (f). karikatürünü yapmak; çizgilerle alaya almak. caricaturist (i). karikatürcü, karikatürist.

caries

(i)., (tıb). diş veya kemik çürümesi; yenirce; (bot). bir bitki hastalığı.

carillon

(i). muhtelif tonlarda ses çıkaran çanlar; bu gibi çanlarla çalınan melodi.

carina

(i). (çoğ. -nae) (bot)., (zool). omurga.

cariole

(i). küçük açık araba; (Kan). köpek ile çekilen kızak.

carious

(s)., (tıb). çürümüş (diş veya kemik).

carl

(i). (iskoç). iri yarı adam; eski köylü, çiftçi.

carlism

(i). ispanya prenslerinden Don Karlos veya Fransa kralı X. şarl'ın taraftarlığını gütme. Carlist (i). Don Karlos veya X. şarl taraftarı olan kimse.

carload

(i). araba dolusu; (d.y). yük vagonu dolusu. carload lot (d.y). yük vagonunu dolduracak miktar.

carlovingian

(s). şarlman hanedanına ait.

carmagnole

(i). Franslz ihtilâlinde revaçta olan bir dans, şarkı veya kıyafet; Fransız ihtilâli askeri.

carmelite

(i). 12.yüzyılda Filistin'deki Karmel dağında kurulmuş olan tarikata mensup keşiş veya derviş; bu tarikata bağlı rahibe.

carminative

(s)., (i)., (tıb). yel (gaz) çıkarıcı; (i). karın ağrısı geçiren ilâç.

carmine

(s)., (i). (lal), kızıl; (i). kızıl renk.

carnage

(i). katliam, kırım, kan dökme; eski ceset yığını.

carnal

(s). şehevi; cinsel; bedensel; dünyevi. (i). şehvet. carnally (z). cinsel bir şekilde.

carnality

(i). şehvet carnally z cinsel bir şekilde

carnassial

(i)., (zool). etoburlarda köpekdişi.

carnation

(i). karanfil çiçeği, (bot). Dianthus plumarius; pembe, açık kırmızı renk.

carnelian

(i). kuyumculukta kullanılan kırmızımsı bir çeşit akik.

carnify

(f). et haline gelmek, et bağlamak; et gibi olmak. carnifica'tion (i). et bağlama.

carnival

(i). karnaval, eğlence; Katolik ve Ortodokslann büyük perhizden önce gelen eğlence zamanı.

carnivore

(i)., (zool). etobur, et yiyen hayvan; sinek kapan bitki.

carnivorous

(s). et yiyen; etoburlara ait. carnivorously (z). et yiyerek.carnivorousness (i). et yeme.

carob

(i). keçiboynuzu, keçiboynuzu ağacı, harnup, (bot). Ceratonia siliqua.

carol

(i)., (f). neşeli şarkı; halk şarkısı; (f). neşeyle şarkı söylemek; şarkı söyleyerek kutlamak. Christmas carol Noel ilahisi. caroler (i). Noel şarkısı söyleyen gezginci kimse.

caroline

(i)., (s). bir kadın adı; (s)., (ing). l ve ll Charles'a ve devirlerine ait.

carolingian

(s). şarlman hanedanına ait.

carom

(i)., (f). bilardo oyununda karambol; geri tepme; (f). karambol yapmak; çarparak geri tepmek.

carotid

(i)., (s)., (anat). karotis, boynun iki tarafında bulunan iki şahdamar; (s). bu şahdamarlara ait. carotid artery karotis arteri, şahdamar. carotid gland şahdamar guddesi.

carousal

(i). içki âlemi, eğlenti.

carouse

(i)., (f). içkili ve gürültülü eğlence, âlem; (f). böyle bir toplantıya katılmak; içmek, kafayı çekmek.

carousel

(i). atlıkarınca; at yarışlarında gösteri turnuvası.

carp

(f). kusur bulmak, beğenmemek; durmadan şikâyet etmek; tutturmak. carper (i). kusur bulan kimse. carping (s)., (i). fazla tenkitçi olan; (i). yersiz tenkit. carpingly (z). devamlı kusur bularak.

carp

(i). sazan (zool). Cyprinus carpio. crucian carp havuz balığı, (zool). Carassius carassius. mirror carp aynalı sazan, (zool). Cyprinus carpio.

carpal

(s)., (anat). el bileğine ait.

carpale

(i). (çoğ. -lia) bilek kemiklerinden herhangi biri.

carpathian mountains

Karpat Dağları, Karpatlar.

carpe diem

(Lat). Gününü gün et, yarını düşünme.

carpel

(i)., (bot). meyva yaprağı, karpel.

carpenter

(i)., (f). marangoz, dülger, doğramacı; (f). marangozluk etmek, doğramacılık yapmak. carpentery (i). marangozluk.

carpet

(i). halı, kilim, keçe; halı gibi bir örtü meydana getiren herhangi bir şey. carpet beetle güve gibi yün yiyen bir böcek. carpet sweeper halı süpürgesi. carpet tack halı çivisi. call on the carpet azarlamak.

carpet

(f). halı döşemek; kaplamak; (ing). azarlamak, haşlamak.

carpetbag

(i). heybe carpetbagger (i) Amerikan iç Savaşından sonra Kuzey'den Güney'e giderek vurgun yapan kimse; vurguncu kimse, dolandırıcı.

carpologist

(i)., (bot). meyva bilimi ile uğraşan uzman.

carpology

(i)., (bot). meyva bilimi.

carport

(i)., (ABD). yanları açık garaj.

carpus

(i). (anat). el bileği, el bileğini meydana getiren kemikler.

carrel

(i). kütüphanede küçük çalışma yeri.

carriage

(i). binek arabası; (ing). vagon; top arabası; bir makinanın diğer kısımları taşıyan parçası; tavır, duruş; nakliye, taşıma; nakliye ücreti. carriage trade zengin müşteriler.

carrick bend

(den). yama bağı.

carrier

(i). taşıyan şey veya kimse; nakliye şirketi, nakliyeci; (tıb). bir mikrobu kendisi bağışık kalarak başkasına bulaştıran insan veya bitki; (kim). bir elemanı bir karışımdan diğer bir karışıma tasıyan katalitik madde. carrier pigeon posta güvercini. carrier wave radyo taşıyıcı dalga, ana dalga.

carriole

(i). tek atlı araba, üstü kapalı araba.

carrion

(i)., (s). Ieş: (s). pis, kokmuş; leş gibi veya leşe ait; leş yiyen. carrion crow leş kargası, (zool). Corvus corone.

carronade

(i). eskiden gemilerde kullanılan bir çeşit kısa ve hafif gülle.

carrot

(i). havuç, (bot). Daucus carota.

carroty

(s). havuç renginde; kırmızı saçlı, kızıl saçlı.

carry

(f). taşımak; nakletmek; götürmek; çekmek; sürüklemek; -e hamile olmak; desteğini kazanmak; zaptetmek; satışa arzetmek; elde etmek; devam ettirmek; (mat). geçirmek; menzili olmak; (mecliste). kabul edilmek; taşıyıcı vazifesi görmek; atıcı veya fırlatıcı kuvveti olmak (top) ; uzaktan duyulabilir olmak (ses) ; (başını) dik tutmak. carry a motion bir teklifi onaylamak. carry away asker olmak; silâh taşımak. carry away götürmek; büyülemek, meftun kılmak. carry coals to Newcastle Mısıra pirinç götürmek. carry conviction inandırıcı vasıfta olmak. carry forward ilerletmek; (hesabı) yeni sayfaya nakletmek, yeni devre nakletmek. carry off kapıp götürmek, kaçırmak; öIümüne sebep olmak; başarmak; cesurca karşılamak; kazanmak (ödül). carry on devam etmek, devam ettirmek; deli gibi davranmak; ile meşgul olmak, idare etmek; flört etmek. carry out başarmak; tamamlamak; icra etmek. carry over aktarmak; tehir etmek. carry the day yenmek. carry three (mat). elde var üç (toplama ve çarpmada). carry through bitirmek, sonuçlandırmak. carry weight ağır basmak. carrying charge taksitli satışlarda ödenen faiz.

carry-over

(i). hasılât bakiyesi, nakliyekun.

carryall

(i). kaptıkaçtı; büyük sepet.

carsickness

(i). araba tutması; tren veya araba yolculuğundan hâsıl olan mide bulantısı.

cart

(i)., (f). atlı yük arabası; el arabası; (f). at arabası ile taşımak; taşımak. get the cart before the horse ters iş!er yapmak.

cartage

(i). araba ile taşıma; araba ile nakletme ücreti.

carte

(i). yemek listesi, menü; (iskoç). oyun kâğıdı; eski harita, plan; eskrimde bir hamle veya savunma durumu. carte blanche kayıtsız şartsız yetki. carte de visite kartvizit.

cartel

(i). kartel, ticaret birlikleri veya sendikalar arasında yapılan anlaşma; savaş halinde olan devletlerin esir mübadelesi için aralarında yaptıkları anlaşma; düelloya davet.

cartesian

(s)., i Dekart veya onun kuramlarına ait; (i). kartezyen.

carthage

(i). Kartaca şehri.

carthusian

(i). 1084 tarihinde Fransa'da kurulmuş olan bir tarikata mensup keşiş veya rahibe.

cartilage

(i)., (zool). kıkırdak, kıkırdak kısım. cartilage bone kıkırdaktan meydana gelen kemik.

cartilaginous

(s). kıkırdaklı; kıkırdağa benzer; iskeleti daha ziyade kıkırdaktan meydana gelmiş olan (köpekbalığı v.b.).

cartographer

(i). haritacı, kartograf.

cartographic, -al

(s). hariritacllığa ait; kartografik, haritacıllkla ilgili.

cartography

(i). haritacılık, kartografi.

cartomancy

(i). iskambil falcılığı.

carton

(i). karton kutu, mukavva kutu.

cartoon

(i). karikatür; seri halinde yayınlanan karikatür; hayvanların canlandırıldığı karton filim, Miki Maus; büyük resim taslağı. cartoonist (i). seri halinde karikatür çizen kimse.

cartouche

(i). eski abidelerde kral ismini gösteren kabartma resim veya şekil; fişeklik, hartuç.

cartridge

(i). fişek; (foto). filim kutusu, kaset; kartuş. cartridge belt palaska. cartridge case hartuç sandığı.

cartulary

(i). bir çeşit sicil defteri veya sicil dairesi.

cartwheel

(i). el yardımı ile yanlamasına atılan takla.

caruncle

(i)., (bot). tohum göbeği tomurcuğu, tohumun hilum kısmının kenarındaki çıkıntı; (zool). horoz ibigi veya onun benzeri sarkık et. carun cular carun'culous (s). sarkık et biçiminde.

carve

(f). oymak, hakketmek; parçalara bölmek, kesmek (et, tavak) ; oymalarla süslemek. carver (i). oymacı.

carvel

(bak). caravel.

carving

(i). oyulmuş sanat eseri; sofrada et kesme.

caryatid

(i). kadın heykeli şeklinde taş sütun.

caryopsis

(i)., (bot).(buğday ve arpa gibi) tek tohumlu açılmaz kuru meyva, karyops.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL