NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

cant ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: cant
Bulunan Sonuç: 24

cant

(i)., (f). meyil; şiv; yatay kesit; (f). eğmek, şivlendirmek, meylettirmek; ani bir hareketle fırlatmak; eğilmek, meyletmek, bükülmek; dönmek.

cant

(i),, (f). yapmacık; riyakârlık, samimiyetsizlik; belirli bir zümre, grup veya partiye mal olmuş kelime veya sözler; argo; (f). riyakâr bir şekilde konuşmak: dinsel konularda samimiyetsizce davranmak; murailik etmek; dilenmek, sesine bir ahenk vererek dilenmek.

cant hook

kütükleri devirmeye mahsus ucunda madeni kancası olan tahta kaldıraç.

cantabile

(s)., (müz). nağmeli.

cantabrigian

(s). Cambridge ile ilgili; Cambridge üniversitesine ait.

cantaloupe, cantaloup

(i). kantalup kavunu, üstünde dilim çizgileri olan çok lezzetli küçük bir kavun.

cantankerous

(s). huysuz, aksi, geçimsiz. cantankerously (z). huysuzluk yaparak. cantankerousness (i). huysuzluk, aksilik.

cantata

(i)., (müz). kantat, kısa bir oratoryoyu andıran beste; bestelemek için yazılan şiir.

cantatrice

(i). (çoğ. -ci) kadın şarkıcı, şantoz.

canteen

(i). matara; kantin, büfe; ordu satış kooperatifi; (ask). yemek takımlarının içinde durduğu göz veya sandık.

canter

(i)., (f). eşkin gidiş (at); (f). eşkin gitmek; eşkin sürmek.

canterbury bell

bir çeşit çançiçeği, (bot). Campanula medium.

cantharis

(i). (çoğ -tharides) (ecza). kuduzböceğinden yapılan bir ilâç; kuduzböcegi, (zool). Cantharis.

canticle

(i). mezmurların bestelenmiş şekli, ilâhi; (b.h)., (çoğ). Süleyman;ın neşideleri.

cantilever

(i)., (mak). dirsek, yalnız bir ucu destekli olan kol; binanın dışarıya çıkık olan kısmı. cantilever bridge her biri bir ayak üzerinde dengeli oturan iki parçadan ibaret köprü.

cantillate

(f). tilâvet etmek, Kur'an ı nağme ile okumak.

cantle

(i). eyerin arka kaşı; köşe; parça bölüm.

canto

(i). uzun bir şiirin bolumlerinden biri; kıta.

canton

(f). idari bölümlere ayırmak, kantonlara ayırmak; (kanton ) askerleri konaklatmak. cantoral (s). kantonlara ayırmayla ilgili.

canton

(i). Kanton. Canton crepe ince ve hafif bir cins krep ipekli kumaş. Canton flannel bir yüzü tüylü pamuklu kumaş. Cantonese' (i). Güney ,Çinli; Güney çin dili.

canton

(i). kanton, eyalet; bir bayrağın bölümü.

cantonment

(i). askerlerin sevkedildiği büyük kamp; askeri bölge veya karargâh; kışla.

cantor

(i). sinagog ayinlerinde taganni edenlerin lideri.

cantus

(i)., (müz). dini musiki; şarkı, melodi. cantus firmus (müz). çok sesli bir parçanın bölümlerinin eklendiği esas musiki parçası.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL