NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

bus ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: bus
Bulunan Sonuç: 25

bus

i., f. otobüs; k.ili binek otomobili; f.otobüsle gezmek; otobüsle taşımak.bus bar elektrik bağlama çubuğu. bus boy lokantada kirli tabakları toplayan işçi.

busby

i.bir çeşit ingiliz askeri başlığı.

bush

i., f. çalı, çalılık, çalıya benzer şey çalılık arazi; mak. zıvana, burç; f. çalı ile örtmek, kaplamak, çalı ile destek yapmak; çalıdan yapılmış tarakla taramak. beat about the bush sadede gelmemek.

bush-baby

i. Afrika'da bulunan ve maymuna benzer ufak bir hayvan, zool. Galago maholi.

bushcraft

i. ormanda rahat yaşayabilme hüneri.

bushed

s., k.dili yorgun, bitkin; ne yapacağını şaşırmış bir halde olan.

bushel

i. kile; ing. 4/5 kile. hide one's light under a bushel örnek olmak istememek; yeteneğini gizlemek.

bushel

f., A.B.D. biçimini değiştirmek, tersyüz etmek, onarmak.

bushido

i. Japonya'nın geleneksel savaş kuralları.

bushing

i., elek kovan.

bushman

i.ormancı: Avustralya'da çalılıklarda oturan kimse; b.h. Güney Afrika zenci ırkına mensup kimse. Buşman; Buşmanların dili.

bushy

s. çalıyla kaplı; çalı gibi, gür. bushiness i. çalı gibi oluş.

business

i. iş, meslek, vazife; ticaret; iş yeri; mesele, problem. stage business tiyatro oyuncuların konuşma dışındaki jest, mimik gibi davranışları. have no business hakkı olmamak, alakası olmamak. mean business f. ciddi niyeti olmak. businesslike s. ciddi, sistemli. business reply envelope ticari cevap zarfı.

busk

i. korseyi dik tutan kemik veya madeni balina.

buskin

i. potin, kısa çizme; eski Yunan ve Roma tiyatrosunda oyuncuların giydiği sandalet; trajedi.

buskined

s. potin, çizme veya eski Yunan ve Roma tiyatrosunda oyuncuların giydigi sandaleti giymekte olan; trajediye ait.

busman

i. otobüs şöforü.

buss

i., f., (eski) ve leh. öpücük, buse; f. öpmek.

bust

f., i., k.dili patlamak, patlak vermek; iflâs etmek; patlatmak; mahvetmek, iflâs ettirmek; orduda rütbesini tenzil etmek; vurmak; i. göğüs. bust; (argo) mahvolma, iflâs; slang top atma; içki âlemi.

bustard

i. toy kuşu, zool. Otis tarda; Avrupa ve Afrika'da yaşayan diğer birkaç cins kuş.

busted

s., (argo) tutuklanmış.

buster

i., A.B.D., (argo) hayvan terbiyecisi; dağıtan veya mahveden kimse; ulan.

bustle

f., i. telâş etmek, koşuşmak, acele ile hareket etmek; acele ettirmek; i. telaş, koşuşma, acele; eskiden kadınların eteklerini kabarık tutmasl için kalça kısmına taktıkları yastık gibi şey. hustle and bustle telâş, koşuşma.

busy

s. meşgul; hareketli, faal; işgüzar, burnunu her işe sokan. busy signal meşgul işareti. busybody i. herkesin işine burnunu sokan kimse.

busy

f. meşgul etmek iş vermek, boş bırakmamak; meşgul olmak, işi olmak.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL