NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
s., i., f. kısa, muhtasar, birkaç kelime ile ifade edilen; i. özet, hulâsa; huk. dava özeti; lâyiha, yazılı belge; üzerinde Papa'nın mührü bulunan mektup; f. özetlemek, hulâsa çıkarmak; ing., huk. avukat tutmak. I hold no brief for him Ben onu müdafaa etmiyorum. in brief kısaca, özet olarak. briefly z. kısaca. briefness i. kısa oluş.
i. evrak cantası.
i. bir işe başlamadan evvel kesin ve ayrıntılı bilgi vermek için yapılan kısa toplantı.
Alışveriş Sepetiniz