NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
f. sekmek, sıçrayarak gitmek, zıplamak, fırlamak; sektirmek, sıçratmak, zıplatmak.
s. bağlı, kayıtlı; ciltli, ciltlenmiş; mecbur. bound to win mutlaka kazanacak. bound up in bağlı, düşkün.
i. sıçrayış, fırlayış zıplama, geri tepme. at a bound bir hamlede.
i., gen. çoğ. hudut, sınır, sınırlar.
f. hudutlamak, sınırlamak; kuşatmak; hudutlannı çizmek; hemhudut olmak, bitişik olmak.
s. gitmeye hazır, hareket halinde. homeward bound memleketine doğru yola çıkmış veya çıkmak üzere.
i. hudut, sınır.
s. mecbur, mecburiyet altında olan, zorunlu; mecburi.
i., ing., k.dili terbiyesiz ve cibilliyetsiz kimse.
s. hudutsuz, sınırsız, sonsuz, engin, tükenmeyen.
Alışveriş Sepetiniz