NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

blue ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: blue
Bulunan Sonuç: 16

blue

i., s., f. mavi renk, gök mavisi rengi; çivit; mavi üniformalı kimse; sembolü mavi olan bir zümrenin üyesi; s. mavi, morarmış, çürük (cilt, et); katı kurallara dayanan, tutucu; müstehcen, açık saçık; f. maviye boyamak, mavileştirmek; çivitlemek. black and blue çürük, morarmış. blue angels (argo) amital. blue black yazarken mavi olup sonra kararan mürekkep. blue book A.B.D. sosyal hayatta yeri olan kimselere mahsus adres defteri; yüksek okulların imtihanlarında kullanılan genellikle mavi kaplı defter; sınav; ingiliz parlamentosuna veya diğer bir resmi daireye ait mavi kaplı kitap. blue blood asil kan; aristokrat. blue cheese (iyi cins) mavi peynir. blue chip sağlam bir şirketin hisse senedi; kumarda en kıymetli olan mavi fiş. blue-collar s. işçi sınıfına ait blue devils yeis, üzüntü. blue-eyed s. mavi gözlü , blue-eyed daisy ayı kulağı, ayı otu. blue fox arktik tilkisi. blue funk (argo) aşırı korku blue-green i. nil rengi, cam göbeği. blue ground içinde elmas bulunan kil. blue gum okaliptus. blue laws pazar günü eğlenmeyi yasaklayan kanunlar; şahsi davranışları sert bir şekilde tanzim eden kanunlar, tutucu kanunlar. blue light işaret için kullanılan havai fişek. blue mold (ekmekve peynirde hasıl olan) mavi küf. blue moon uzun zaman. once in a blue moon nadiren, kırk yılda bir. blue peter den. hareket flaması. blue ribbon herhangi bir sahada en büyük nişan. blue-ribbon jury, blueribbon panel çok önemli bir dava için en yüksek tabakadan seçilmiş olan bir juri heyeti. feel blue çok sıkılmak; hüzün duymak. out of the blue aniden, damdan düşer gibi. blue-sky law tahvil satın alacak olanları hileden korumak amacıyla çıkarılan kanun. blue velvet (argo) iğne ile zerk edilen kafurlu afyon ruhu ve antihistamin karışımı. blue streak k.dili yıldırım gibi hızla hareket eden bir şey.blue vitriol göztaşı. the blue (şiir) gök, sema; deniz; mavilik. the blues hüzün, keder. blues müz. bir çeşit caz müziği . blue baby tıb. herediter kalp hastalığı veya akciğerdeki bir aksaklıktan dolayı mavimtırak doğan çocuk.

blue-pencil

f. atmak, kaldırmak, hükümsüz bırakmak.

bluebeard

i. Mavi sakal, masallarda karılarını öldüren canavar tipi; bir çok kadın öldürmüş olan katil.

bluebell

i. çançiçeği.

blueberry

i. yaban mersini.

bluebird

i. Kuzey Amerika'da yaşayan ve hakim rengi mavi olan birkaç cins kuş.

bluebottle

i. peygamber çiçeği, mavi kantaron, bot. Centauria cyanus; iri mavimsi sinek, kurt sineği.

bluecoat

i. mavi üniformalı polis, asker veya talebe.

bluefish

i. mavimtırak renkte, lüfere benzer eti lezzetli bir balık, zool. Pomatomus saltatrix.

bluegrass

i. bir cins çayır otu, bot. Poa; at yetiştirme mıntıkası.

bluejacket

i. bahriyeli, gemici. blue jay mavi tüylü alakarga, zool. Cyanocitta cristata blue jeans blucin.

bluenose

i. sofu; b.h. Nova Scotia'lı kimse veya şilep.

blueprint

i, f. mavi kopya; proje, plan; f. mavi kopya çekmek; tasarlamak.

bluestocking

i. okumuş kadın; entellektüel kadın.

bluestone

i. göztaşı; yapı ve döşeme işlerinde kullanılan bir çeşit taş.

blueweed

i. engerekotu, bot. Echium vulgare.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL