NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
i., f. büyük parça (ağaç, kaya v.b.); bitişik bir sıra bina; blok; iki kavşak arasındaki mesafe; tahta tezgah; mezatlarda tellalın üzerinde satış yaptığı tahta; üzerinde kelle uçurulan tahta; şapka kalıbı; makara; d.y. sinyalleri beraber çalışan hat bölümü; engel, mania; psik. bilinçdışı engel; f. tıkamak, kesmek, kapamak, önünü kesmek; döviz muamelesini kısıtlamak veya durdurmak. blockhead i. kalın kafalı kimse, dangalak kimse. block and tackle palanga. blockbuster i. büyük uçak bombası. blockbusting i., A.B.D. bir mahallenin sakinlerini evlerinin kıymeti düşecek korkusuyla evlerini ucuza satmaya teşvik etme. blocked funds tic. bloke edilmiş fonlar. block out taslak yapmak. block print basma block up kapamak, tıkamak;(bir arabayı) tahtalar üzerine oturtmak. children's blocks kutu şeklinde oyuncak tahtalar. go to the block mezada çıkarılmak; idama gitmek
i., f., den., ask. muhasara, denizden kuşatma, abluka; f. denizden abluka etmek, kuşatmak; etrafını çevirmek. blockader i. abluka eden düşman gemisi. run the blockade ablukayı yarmak.
i. tıkanma, blokaj.
i., ask. duvarlarında silah atmak için delikler bulunan mustahkem küçük bina; kaba kütüklerden inşa edilmiş ev.
Alışveriş Sepetiniz