NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(f). iddia etmek, kuvvetle söylemek, ispat etmek, tahkik etmek.
(f). ortasını bulmak, vasatisini alrnak; vasati olarak yapmak veya almak; vasati yekun tutmak.
(i). (s). vasati hesap, ortalama, vasat, orta; cari olan fiyat, derece veya miktar; adi ölçü; (den). hasar, avarya; (s). muhammin , avarya duzenleyen eksper. average clause sigortada verilecek tazminatın miktar ını sınırlayan madde. above the average vasattan yukarı. an average family orta derecede bir aile.on an average vasati olarak, ortalama olarak.
(i). ibni Rüşt.
(s). to ile karşı, aksi fikirde olan, muhalif; çekinen, içtinap eden. averse to going gitmek istemeyen, gitmekten çekinen. averseness (i). çekingenlik çekinme, içtinap.
(i). nefret, iğrenme, tiksinme, istikrah; tiksinti veren şey, menfur şey. have an aversion to sevmemek, hoşlanmamak, tiksinmek, yıldızı barışmamak.
(f). başka tarafa çevirmek, yön değiştirtmek; önlemek, menetmek, defetmek, bırakmamak.
Alışveriş Sepetiniz