NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(kıs). arranged, arrival, arrived.
(i). rakı.
(f). (huk). mahkeme huzuruna çağırıp cürüm isnat etmek, suçlamak, itham etmek; kusur bulmak. arraigning, arraignment (i)., (huk). mahkemede davayı resmen sanığa tebliğ etme; kusur veya kabahat yükleme.
(f). düzenlemek, tertip etmek, tanzim etmek, düzeltmek, sıraya koymak, tesviye etmek, dizmek; bir konuda anlaşmaya varmak; kararlaştırmak, planlamak; islah etmek, bertaraf etmek, bitirmek; hazırlanmak , hazırlamak; (müz). aranjman yapmak. arrangement (i). düzenlemi, tanzim, tesviye, düzen, nizam, tertip, sıra, dizme; hazırlık; anlaşma, mukavele; tertip edilmiş şey; (müz). aranjman.
(s). çok kötü, kötü şohret sahibi olan, ady çıkmış. arrantly (z). kötü bir şekilde; baştan aşağı.
(i). nakışlı duvar veya kapı halısı; halı dokuması.
(i). saf, sıra, tertip, tanzim, düzen, nizam; ordu; debdebe, tantana; muhteşem kıyafet.
(f). dizmek, saf çekmek, tertip etmek, düzenlemek, tanzim etmek; giydirip kuşatmak, donatmak. arrayal (i). dizme, tertip etme; giydirip kuşatma.
(i). arka kısım; arkada kalma; (gen). ,(çoğ). ödenmemiş borç, bakaya. be in arrears borcu vaktinde ödeyememek. arrearage (i) geri kalma; vaktinde ödenmemiş borcun bakyyesi.
(i)., (f). tutuklama, tevkif, hapis; durdurma; kesme; (f). durdurmak, kesmek; (huk). tutuklamak, tevkif etmek, tutmak; çekmek, celbetmek (dikkat). under arrest tutuklu, mevkuf; durdurulmuş.
(i). art fikir, gizli düşünce veya maksat.
(f). gelmek, vâsıl olmak, varmak, ulaşmak, yetişmek. arrival (i). geliş, varış; gelen kimse.
(i). kibir, kendini beğenme , kibirlilik, gurur; küstahlık, haddini bilmezlik. arrogant (s). kibirli, marur, azametli; küstah. arrogantly (z). kibirle; küstahça.
(f).iddia etmek, haksız yere iddia etmek veya benimsemek; bir diğerinin üzerine atmak. arroga'tion (i), haksız iddia.
(i). ok. arrowhead (i). ok başı, temren.
(i). ararot.
(s). ok gibi; süratli; okla dolu.
(i). kuru vadi.
Alışveriş Sepetiniz