NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
(i). yaş, çağ, devir, devre. chronological age kronolojik yaş. dark ages karanlık devirler. for ages, for an age uzun bir zaman, senelerce, çoktan beri. mental age (psik). zekâ yaşı. of age reşit, rüştünü ispat etmiş. under age reşit olmamış, rüştünü ispat etmemiş. ageliss (s). ihtiyarlamaz, kocamaz, eskimez. agelong (s). uzun zaman süren.
(f). yaşlanmak, ihtiyarlamak, kocamak: eskitmek aged (s). yaşlı, ihtiyar aged (s). yıllanmış, dinlendirilmiş (içki); yaşındaki .
(i). vasıta, fail; iş, faaliyet; acentalık, vekâlet; acente.
(i). gündem, görülecek işler.
(i). fail, amil; etkili olan kimse veya şey; acente, temsilci; vekil. free agent başkalarına karşı hesap vermek mecburiyetinde olmayan kimse, kendi kendine karar verebilen kimse.
(ajan provokatör) bir kimse veya grubu suç işlemeye teşvik edip sonradan cezalandıran gizli ajan.
Alışveriş Sepetiniz