NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

act ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: act
Bulunan Sonuç: 19

act

(i). yapılan şey, iş, fiil, ameliye; kanun; resmi yazı; tiyatro perde. act of God (huk). icbar edici sebep, insan kudretinden üstün afet(yıldırım inmesi gibi). caught in the act suçüstü (cürmü meşhut halinde) yakalanmış. put on an act poz yapmak.

act

(f). rol yapmak, oynamak; taklit etmek; yapmak, işlemek; etkilemek, tesir etmek; hareket etmek, davranmak; temsil etmek, rolünü oynamak. act up yaramazlık etmek, gösteriş yapmak. act as başkasının vazifesini yapmak. act on a suggestion yapılan teklife göre davranmak.

acting

(s). yapan, işleyen, temsil eden; vekil olan, vekâlet eden.

actinic

(s). güneş vb. ışınlarının kimyasal değişiklikler meydana getirme özelliğine ait. actinic rays kimyasal değişiklikler meydana getiren ışınlar.

actinism

(i). güneş vb ışınlarının kimyasal değişiklikler meydana getirme özelliği.

actinium

(i). aktinyum.

actinometer

(i). güneş ışınlarının kuvvetini ölçen araç, aktinometre.

action

(i). iş, amel, çalışma, meşguliyet, faaliyet, fiil; hukuk davası; etki, tesir, kuvvet, nüfuz; tiyatro bir oyundaki olaylar dizisi; harekete geçme (asker,makina v.b.). actionable (s). dava edilebilir.

activate

(f). faal hale getirmek, harekete geçirmek; (fiz). radyoaktif hale getirmek.

activation

(i). faal hale getirme; lâğım sularının hava ve bakterilerle temas ettirilmesi sonucunda temiz su haline getirilmesi.

active

(s). hareket kuvveti olan, etkin, değiştirebilen, fail; faal, çalışkan; pratik; hareketli, canlı, yerinde duramayan, çevik; (gram). etken, aktif; (tic). faiz getiren, paraya çabuk çevrilebilen (sermaye). active officer muvazzaf subay. active volcano aktif durumda olan yanardağ.

activism

(i)., (fels). aktivizm, etkincilik ; güneş vb ışınlarının kimyasal değişiklikler meydana getirme özelliği; eylemcilik.

activist

(i). etkinci; eylemci, özellikle politikada eylemciliğe meyilli olan kimse.

activity

(i). faaliyet; fiil, amel; kuvvet; etki, tesir; faal oluş; tez canlılık, tetiklik.

actor

(i). artist, aktör, oyuncu; yapan kimse.

actress

(i). artist, aktris, kadın oyuncu.

actual

(s) gerçek, hakiki, asli, asıl, fiili; şimdiki. actual'ity (i). hakikat ac'tualize (f). gerçekleştirmek, hakiki kılmak, kuvveden fiile çIkarmak. actually (z). hakikatte , gerçekten; bilfiil.

actuar,y

(i). hayat sigortası istatistikleri uzmanı.

actuate

(f). kuvveden fiile çıkarmak , harekete getirmek; olumlu bir şekilde etkilemek.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL