NE ARAMIŞTINIZ?
Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
zam. (eski) siz, sizler.
bak. the.
z., (eski), i. evet; bundan başka; i. olumlu cevap veya oy; olumlu oy veren.
z., k.dili. evet.
f. kuzulamak; oğlak doğurmak. yean'ling kuzu; oğlak.
i. sene; bir gezegenin güneş etrafinda döndüğü müddet; çoğ. yaş, ihtiyarlık; çoğ. zaman. year after year her sene. a year and a day huk. bir sene bir gün. year by year seneden seneye. year in year out seneden seneye ; daima, her zaman. year of grace miladi sene. year of Hegira hicri sene. astronomical year, solar year güneş yılı (365 gün, 5 saat, 48 dakika, 45.5 saniye) .calendar year, civil year bir ocakta başlayan resmi sene. fiscal year mali sene. leap year artıkyıl. lunar year kamer yılı. school year öğretim yılı. sabattical year bak. sabattical.
s. bütün bir yıl boyunca.
i. yıllık, salname.
s., i. bir yıllık; i. bir yaşında hayvan yavrusu.
s. sene boyunca devam eden.
s., z. yılda bir olan, yıllık; bir yıl süren; z. yılda bir.
f. hislenmek; müteessir olmak; sevgi beslemek. yearn for arzulamak, özlemek.
i. arzu, özlem. yearningly z. özlem çekerek.
i. maya,bira mayası;coşkunluk,heyecan;köpük. yeast cake kuru maya somunu.yeast'y s. mayalı, mayaya benzer;köpüklü;ehemmiyetsiz,boş,manasız.
i., (argo) hırsız,kasa hırsızı.
f., acı acı bağırmak,haykırmak,çığlık atmak;tempo ile bağırarak taraf tutmak; i. haykırış, çığlık, tempo ile haykırış ve alkış.
s.,i.,f. sarı renkli; rengi sararmış; k.dili. korkak, alçak, namussuz; heyacan yaratan (gazete); kıskanç; i. sarı boya, yumurta sarısı; çoğ., tıb. sarılık; çoğ.(eski)kıskaçlı, haset; f.sararmak, saratmak. yellow atrophy tıb. karaciğeri sarartan tehlikeli bir hastalık. yellow dog it aşağılık kimse. yellow-dog contract kontrat süresince sendika ile ilişkisi olmayacağına söz vermek. yellow fever sarı humma. yellow jack karantina alameti olan sarı humma. yellow jacket yaban arısı. yellow journalism aşağı cinsten gazetecilik,yaygaracı gazetecilik. yellow peril sarı ırkın dünyayı istila edceği farz olunan tehlike. yellow race sarı ırk, mongolit ırkı. yellow streak korkaklık eğilimi. yellowish s. sarımtırak. yellowness i. sarılık.
s.,(argo) ödlek, korkak; sarı göğüslü(kuş).
i. bir çeşit sarı kuş.
i. sarıcık, zool. Oriolus;sarı kiraz kuşu, zool. Emberiza citrenella.
f., i. kesik kesik ve acı acı havlamak, kesik kesik havlayış.
i. Yemen.
i.(çoğ. yen) japon parası.
i., f., k.dili. derin arzu, hasret, özlem,sevda, iştiyak; f. hasret çekmek.
i. Yenisey nehri.
i. (çoğ. yeomen)s. savaş gemisinde katiplik eden küçük rütbeli subay;(eski) köy ağası, toprak sahibi; küçük çiftçi; s. bahriye subayı ile ilgili. yeoman service sadakatle hizmet. yeomanly s. sadakatle yapılan büyük hizmete dair;cesur.
i. köy ağaları, küçük toprak sahipleri; İng. (eski) çiftçilerden meydana gelen gönüllü süvari alayı.
i. Paraguay çayı.
z., i. (çoğ. -es, -ses) evet, hay hay; hatta, bile; i. olumlu cevap. yes man k.dili. kavuk sallayan kimse, evet efendimci.
i. musevi din okulu.
(önek) dünkü, geçen
i., z. dün.
i. dün akşam.
i. dün sabah.
i., (eski) dün gece.
i. geçen hafta.
i. geçen sene; eski zaman.
z., (bağlaç) henüz, şimdiye kadar; hala; bir kat daha; yine, nihayet; bile; (bağlaç) amma, ancak, lakin; ve yine; gerçi; bununla beraber. as yet şimdiye kadar. just yet hemen, derhal. not as yet henüz değil.
i. Tibette yaşadağı farz olunan korkunç kar adamı.
i. porsuk ağacı, bot. Taxus bacata.
i. Yezidi.
Alışveriş Sepetiniz