NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

vol ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: vol
Bulunan Sonuç: 41

vol-au-vent

i. bir çeşit talaş böreği.

vol.

kıs. volcano, volume, volunteer.

volant

s. uçan, uçabilen; atik, çevik.

volapuk

i. 1879'da Alman Johann Schleyer tarafından icat olunan milletler arası uydurma dil.

volar

s. anat. avuca veya ayak tabanına ait.

volatile

s. buhar olabilen, buharlaşabilen, uçar, gaz haline gelir; havai, hafif meşrep; dönek; çabuk alevlenir; kısa süreli, geçici; devamsız. volatileness, volatility i. buharlaşabilme.

volatilize

f., i. uçucu gaz haline koymak veya girmek, buhar olmak. volatilizable s. buhara dönüşmesi mümkün. volatiliza'tion i. buharlaşma.

volcanic

s. yanardağ kabilinden, yanardağ gibi; yanardağ içinden çıkmış; volkan gibi; patlayan. volcanic ash yanardağ külü. volcanic bomb yanardağ patlamasında dışarıya flrlayan yuvarlak lav parçası. volcanic cone yanardağ lavlarından meydana gelen konik yığın. volcanic glass lavların çabuk soğumasından meydana gelen cam gibi volkanik kaya. volcanic rocks yanardağın püskürttüğü kayalar.

volcanism

i. yanardağlar veya bunlann faaliyetleriyle ilgili durum veya olaylar.

volcanize

f. yanardağ ısısının etkisine maruz bırakmak.

volcano

i. yanardağ, volkan. volcanist i. yanardağ uzmanı.

volcanology

i. volkanik olaylardan bahseden ilim. volcanological s. bu ilme ait. volcanologist i. bu ilmin uzmanı.

vole

i. tarla faresi, kır sıçanı. field vole kır sıçanı, zool. Microtus arvalis. short-tailed vole tarla sıçanı, zool. Microtus agrestis. water vole su sıçanı.

vole

i., f. bazı iskambil oyunlarında bütün kağıtları kazanma; f. bir oyunda bütün partiyi kazanmak.

volery

i. büyük kuş kafesi.

volga river

Volga nehri.

volitant

s. uçucu, uçabilen.

volitation

i. uçuş; uçma kabiliyeti.

volition

i. irade, irade kuvveti. voli tive s. iradeye ait, irade kabilinden; irade veya arzu ifade eden.

volkslied

i. (çoğ. -lieder) Al. halk türküsü.

volley

i., f. yaylım ateş; küfür savurma; (tenis) topun yere değmeden geri vurulması, vole; f. yaylım ateş etmek; birçok şeyi hep birden atmak; (tenis) topu yere değmeden vurup geri çevirmek, vole vurmak.

volleyball

i. voleybol.

volplane

f. motoru kapatıp uçağı planör gibi kullanmak.

volt

i. atın bir merkez etrafında yan yan yürüyerek dolaşması; eskrimde vuruştan sakınmak için yapılan ani sıçrama.

volt

i. volt. volt ampere voltamper. volt meter i. voltmetre, voltölçer.

volta

i. (çoğ. -te) İt., müz. defa, kere, devir.

voltage

i. voltaj, gerilim.

voltaic

s. kimyasal kuvvetle meydana gelen elektriğe ait, galvanik. voltaic battery, voltaic pile kimyasal elektrik meydana getiren batarya, galvanik pil. voltaic induction elektrikleme.

voltammeter

i. vatmetre, vatları ölçme aleti; volt veya amperi ölçebilen alet.

volte-face

i., Fr. cephe değiştirme, geriye dönme, politika değiştirme.

voluble

s. konuşkan, söz akıcılığı olan; çenebaz; yuvarlanan; bot. sarılan. volubility i. çok ve çabuk konuşma, cerbeze. volubly z. akıcı olarak.

volume

i. kitap cildi; bir cilt kitap; hacim, oylum; miktar; müz. sesin azlığı veya çokluğu. an odd volume tek cilt. It speaks volumes. Çok manalıdır. Kitaplar doldurur.

volumeter

i., fiz. gaz veya sıvı veya katı cisimlerin hacmini ölçme aleti.

volumetric

s., kim. maddelerin hacimlerini karşılaştırarak ölçmeye ait. volumetrically z. hacimleri ölçerek. volumetry i. hacim ölçme.

voluminous

s. hacimli, pek büyük; çok cilt doldurur; çok katlı; çok kitap yazan, verimli, doğurgan. voluminously z. verimli bir şekilde. voluminousness i. doğurganlık, verimlilik.

voluntary

s., i. ihtiyari, isteyerek, istemli, gönül rızası ile, gönüllü, fahri, gönülden kopan; iradeye bağlı; kendi isteğiyle hareket eden, irade sahibi; hür, serbest; i. ihtiyari hareket; müz. kilisede ayin başlamadan önce veya bittikten sonra org solosu. voluntarily z. ihtiyari olarak, gönüllü olarak.

voluntaryism

i. din ve eğitim kurumlarının yardımlarla desteklenmesi ilkesi; gönüllü iş veya para ile idare edilen sistem.

volunteer

i., s., f. kendi isteği ile bir vazifeye giren kimse, gönüllü; gönüllü asker; huk. kendisine karşılıksız olarak mal verilen kimse; ekilmeden büyüyen bitki; s. gönüllülerden ibaret, gönüllü; kendiliğinden büyüyen; f. kendi isteği ile bir şeyi teklif etmek veya vermek; gönüllü olmak.

voluptuary

s., i. şehvet veya zevk düşkünlüğüne ait; i. şehvetperest kimse.

voluptuous

s. şehvetli; sefahate düşkün; duysal, hissi; zevki seven, zevke düşkün, tenperver. voluptuously z. şehvetli bir şekilde. voluptuousness i. şehvete düşkünlük.

volute

i., s., mim. kıvrım, sarmal bir şekilde kıvrılan süs; zool. sarmal tek kabuklu deniz böceği kabuğunun bir kıvrımı; zool. sarmal kabuklu bir çeşit deniz böceği; s. sarmal, helezoni, kıvrık. volution i. helezonun her bir kıvrımı.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL