NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

rev ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: rev
Bulunan Sonuç: 56

rev

i., f. (revved, -ving) i. bir dönüş, çevrim, devir (motor); f., (up ile) hızını değiştirmek (motor).

rev.

kıs. Revelation, Reverend.

rev.

kıs. revenue, revised.

revalue

f. yeniden değerlendirmek. revalua'tion i. yeniden değerlendirme.

revamp

f. tamir etmek, yenileştirmek; ayakkabının yüzünü değiştirmek.

reveal

i., mim. pencere veya kapı çerçevesinden duvarın kenarına kadar olan kısım, açıt yanağı.

reveal

f. ifşa etmek, açıklamak, açığa vurmak; göstermek; ilham yoluyle bildirmek. revealment i. açıklama.

reveille

i., ask. kalk borusu.

revel

f., i. cümbüş etmek, eğlenip oynamak; i. cümbüş, eğlence, şenlik. reveller i. cümbüş eden kimse.

revelation

i. gizli şeyi gösterme veya söyleme; gizli şeyin meydana konması; ifşa, açığa vurma, keşif; ilah. Allah tarafından verilen ilham, vahiy; b.h. Kitabı Mukaddes'in son cüz'ü, Vahiy Kitabı.

revelry

i. şenlik, neşeli ve gürültülü toplantı, eğlenti.

revenant

i. geri dönen kimse veya şey; hayalet.

revenge

f. öç almak, intikam almak, hıncını çıkarmak.

revenge

i. öç, intikam; kin, intikam arzusu; öç alma fırsatı. revengeful s. intikam alıcı, kinci.

revenue

i. gelir, irat, varidat; bir hükümetin yıllık geliri; varidat dairesi. revenue cutter gümrük kaçakçılığına engel olmak için kullanılan silahlı deniz motoru; gümrük muhafaza gemisi. revenue office maliye tahsil şubesi. revenue stamp damga pulu. public revenue devlet geliri.

reverberate

f. aksettirmek, aksolunmak, yankılamak, yankılanmak, geri vurmak, geri tepmek, yansımak. reverbera'tion i. yankılama, yansıma; yankı, yansı, akis. reverberator i. aksettirici alet; yansıtaç, yansı lambası.

reverberatory

s. yankı meydana getiren; yansımalı. rever- beratory furnace uzun alevli fırın, yansımalı fırın.

revere

f. hürmet etmek, saymak, saygı göstermek.

reverence

i., f. hürmet, ihtiram, saygı, ululama; huşu; f. hürmet etmek, saygı göstermek, ulu tutmak, yüceltmek, huşu göstermek. your Reverence saygıdeğer efendim (papaz veya vaizlere hitapta kullanılır).

reverend

s. hürmete layık, saygıdeğer, sayın, muhterem (papaz veya vaizlerin lakabı olarak kullanılır; kıs. Rev).

reverent, reverential

s. hürmetkâr, saygılı, riayetkar, hürmet gös- teren, hürmetten ileri gelen. reverently, rev- erentially z. saygı ile, huşu ile, ihtiramla.

reverie

i. dalgınlık, derin düşünüş;hayal.

revers

i. devrik yaka gibi astarını gösterecek şekilde katlanmış elbise kısmı.

reversal

i. tersine çevirme; huk. kararın bozulması.

reverse

s. aksi, arka, ters, tersine dönmüş; terslik yapan. reverse curve S şeklinde demiryolu hattı dönemeci. reverse frame den. ters posta. reverse side ters taraf. reverse turn ters tarafa dönüş. reversely z. tersine, aksi olarak, bilâkis; diğer taraftan.

reverse

f. ters çevirmek, tersine çevirmek; yerlerini değiştirmek; iptal etmek, feshetmek; tersine hareket ettirmek; tersine dönmek; geri vitese almak.

reverse

i. ters taraf, arka taraf; ters, aksi, zıt olan şey; durumun kötüleşmesi, aksilik, felâket; mak. geri çevirme, tornistan; geri vites.

reversible

s. tersine çevrilebilir. reversibil'ity, reversibleness i. tersine çevrilebilme. reversibly z. tersine çevrilerek.

reversion

i. eski haline veya inancına dönme; ters yöne dönme; biyol. iki veya daha fazla kuşak boyunca görülmemiş olan ilkel özelliklerin yeniden belirmesi; huk. tekrar intikal; bir mülkün bir veya birkaç kişinin kullanımına geçtikten sonra başka belirli bir kimseye kalması. reversional, reversionary s. tekrar intikaline ait.

revert

f., i. geri gitmek, dönmek; tekrar intikal etmek, ait olmak; i. geri dönen kimse, özellikle eski dinine dönen kimse.

revest

f. eski mevkiini iade etmek; eski sahibine dönmek.

revet

f. (-ted, -ting) toprak kaymasına engel olmak için meyilli duvar çekmek, kaplama duvarı yapmak. revetment i. istihkâmların dış kaplaması.

review

i. yeniden gözden geçirme, bir daha inceleme; yeniden yoklama, resmi teftiş; eleştiri, tenkit; edebiyat ve fikir mecmuası; huk. bir davanın temyiz mahkemesince yeniden incelenmesi. court of review yargıtay, temyiz mahkemesi. pass in review geçit töreni yapmak. subject to review ileride değiştirme şartıyle.

review

f. yeniden incelemek, bir daha dikkatle muayene etmek; eleştiri yazmak; (askeri kuvvetleri) teftiş etmek; huk. (mahkeme kararını) yeniden incelemek; tekrar gözden geçirmek.

reviewer

i. eleştirmen, tenkit yazarı.

revile

f. sövmek, yermek, küfür savurmak.

revise

f., i. tekrar gözden geçirip düzeltmek; İng. tekrarlamak (ders); değiştirmek; i. düzeltme, yeniden gözden geçirme; matb. ikinci prova.

revision

i. düzeltme, tashih; düzeltilmiş baskı. revisionist i. değişiklik taraftarı (öğreti veya siyaset konusunda).

revisory

s. tashih edici, düzeltici.

revival

i. yeniden canlanma, taze hayat bulma; ayılma, kendine gelme; yeniden revaç bulma; uyanma, uyanış; yeniden uyanan merak; dini inançları kuvvetlendirici toplantılar serisi. revivalism i. inançları canlandırmak üzere yapılan heyecanlı dinsel toplantıların tuttuğu yol. revivalist i. halkı dini uyanışa teşvik eden vaiz.

revive

f. yeniden canlanmak, taze hayat bulmak; eski halini bulmak; canlandırmak, taze hayat vermek, ihya etmek; eski kuvvetini yerine getirmek; tekrar rağbet kazandırmak; tazelemek, yeni alâka uyandırmak.

revivify

f. yeni hayat vermek, yeniden canlandırmak. revivifica'tion diriltme, canlandırma.

revocable revokable

s. geri alınabilir; feshedilebilir.

revocation

i. müsaade veya imtiyazın geri alınması; fesih, hükümsüz kılma, iptal.

revocatory

s. fesih veya iptal kabilinden.

revoke

f., i. geri almak, hükümsüz kılmak, feshetmek, iptal etmek; sözünü geri almak; (iskambil) kurallara aykırı olarak aynı renkten kâğıt oynamamak; i., (iskambil) aynı renkten kağıt oynamayış.

revolt

f., i. isyan etmek, ayaklanmak; karşı gelmek; (at veya against ile) tiksinmek; i. isyan, ayaklanma; şiddetli anlaşmazlık halinde olma.

revolting

s. tiksindirici, iğrenç, korkunç. revoltingly z. tiksindirici surette.

revolute

s., bot. geriye veya aşağıya doğru kıvrılmış (yaprak kenarları).

revolution

i. dönme, devir; bir cismin bir merkez etrafında dönmesi; bir gezegenin güneş etrafında dönmesi; devir süresi, devre; inkılâp, devrim, fikir devrimi, hal ve kıyafetlerin değişmesi; devlet yönetiminin tamamen değiştirilmesi; ihtilâl, isyan. revolutionism i. devrim taraftarlığı. revolutionist i. devrimci, inkılâpçı. revolutionize f. tamamen değiştirmek.

revolutionary

s., i. devrim kabilinden, inkılâpçı, devrimci; ihtilâlci; i. devrimci veya inkılâpçı kimse; ihtilâlci kimse.

revolve

f. döndürmek, çevirmek; devrettirmek; dönmek, devretmek; bir devre içinde dönmek; mutalaa etmek, düşünmek.

revolver

i. tabanca, mükerrer ateşli tabanca, altıpatlar, revolver.

revolving

s. döner, devir yapan. revolving door döner kapı. revolving fund döner sermaye, işleyen para; daima ödünç verilip iade edilen para. revolving light döner fener.

revue

i. çeşitli dans ve oyunlardan meydana gelen sahne gösterisi, revü.

revulsion

i. duygularda ani ve kuvvetli değişiklik; şiddetli çekilme.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL