NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

fig ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: fig
Bulunan Sonuç: 14

fig

(kıs). figurative, figure.

fig

(i). incir ağacı; incir, yemiş; önemsiz herhangi bir şey. figleaf (i). incir yaprağı; gizlenmesi gereken şeyin örtüsü. Bengal fig Hint inciri, (bot). Ficus bengalensis. coprifig (i)., wild fig yaban inciri, (bot). Ficus carica. mulberry fig Arabistan inciri. purple fig kavak inciri.

fig

(i)., (f). (ged, ging) esvap, üstbaş, donatım; hal: (f)., (k).dili donatmak, süslemek. in full fig giyimli; tam teçhizatlı.

fight

(i)., (f). (fought) kavga, dövüş, savaş, muharebe; mücadele; savaş veya mücadele eğilimi; (f). savaşmak, kavga etmek, dövüşmek, dövüştürmek; mücadele etmek, uğraşmak. fight it out mücadele yoluyla hesabını görmek. fight off püskürtmek, defetmek. fight shy of kaçınmak. running fight devam eden mücadele; kaçıp kovalama. show fight pes dememek, her an mücadeleye hazır olmak. fighting (i). savaş, mücadele, kavga. fighting chance çetin bir uğraş sonucu kazanılabilecek zayıf bir başarı ihtimali. fighting cock dövüş horozu. fighter (i). savaşçı; mücadele ruhu olan kimse; avcı uçağı.

figment

(i). icat, hayal, uydurma.

figuline

(i). çanak çömlek; kil, toprak.

figurant

eril, figurante dişil (i). figüran; balede figüran.

figurate

(s). belli bir biçimde.

figuration

(i). şekil veya biçim verme, şekle sokma; tasvir, temsil; şekil, şekillerle süsleme; (müz). bir parçayı fazla notalarla süsleme.

figurative

(s). mecazi, remzi, timsali; süslü; tasviri. figuratively (z). mecazi olarak.

figure

(i). rakam, numara, adet; değer, fiyat; vücut yapısı, endam, boybos; yüz, çehre, sima, gösteriş, görünüş; hal, tavır; şahsiyet, şahıs, resim, suret; (geom). şekil; (edeb). mecaz, istiare; dansta figür. figure dancer figür yapan dansör veya dansöz. figurehead (i). sözde mevki sahibi, gerçek yetki sahibi olmayan kimse; (den). gemi aslanı gibi oyma süs. figure of speech mecaz, istiare, kinaye. figure skating figür yaparak paten kayma. at a low figure ucuz fiyata. income in five figures beş rakamlı gelir. keep one's figure şişmanlamamak, kilo almamak, vucudunu iyi muhafaza etmek.

figure

(f). hesaplamak; tasvir etmek, resmetmek; şekil çizerek göstermek; desenlerle süslemek; hayalen canlandırmak; mecaz yoluyla ifade etmek; (k).dili düşünmek; (müz). süslemek; görünmek. figure on (k).dili güvenmek, hesaba katmak, dayanmak. figure out hesaplamak, düşünmek. figure up hesap etmek, toplama yapmak.

figurine

(i). küçük heykel, heykelcik.

figwort

(i). sıracaotu, (bot). Scrophularia.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL