NE ARAMIŞTINIZ?

Limasollu Naci İngilizce Eğitim Setleri ve Online İngilizce Kursu Bir Arada

extra ne demek Türkçe anlamı

Türkçe İngilizce sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.


A B C D E F G H I J K L M N O P Q R S T U V W Y Z
Aranan Kelime: extra
Bulunan Sonuç: 24

extra

önek dışarı, hariç; extra-legal kanun dışında kalan.

extra

(s)., (z)., (i). fazla, gereksiz, zait, ayrı; üstün, âlâ, fevkalade; (z). fevkalade surette, ilâve olarak, ayrıca; (i). ekstra, zam, fazladan olan şey; ikinci, üçüncü v.s. baskı (gazete);(sin). ufak rollerde oynayan kimse. Dancingis an extra. Dans dersleri için ayrıca ücret ödenir.

extract

(i). özet, hulâsa, öz, ruh; esans; seçilmiş parça, iktibas edilmiş kısım. beef extract et suyu özü. lemon extract limon özü.

extract

(f). çıkarmak, çekmek; söyletmek, itiraf ettirmek; özetini veya özünü çıkarmak; seçmek; (bir kitap vb'nden bir parçayı) almak, iktibas etmek; suretini almak. extractable (s). çıkarılabilir. extractor (i). sökücü, çıkarıcı.

extraction

(i). çıkarma, istihraç,çekme (diş); nesil, sülâle, nesep; özet, öz, hulâsa.

extractive

(s). çıkarılabilir; çıkarıcı; doğal maddeleri işlemeye ait. extractive industries doğal maddeleri işleme endüstrisi.

extracurricular

(s). ders programı dışında kalan.

extradite

(f). suçluları iade etmek veya ettirmek. extraditable (s). iade edilebilir(suçlu). extradition (i). suçluları iade.

extrados

(i)., (mim). bir kemerin dış çevresi; kemer sırtı, kubbe sırtı, bir kemerin tümsekli yüzeyi.

extragalactic

(s)., (astr). Samanyolu'nun dışında olan.

extrajudicial

(s). mahkeme veya dava dışı.

extramundane

(s). maddesel evrenin dışında olan.

extramural

(s). şehir veya okul duvarları dışında, okullar arası (karşılaşma).

extraneous

(s). konu dışı mevzu haricî; dıştan gelen, yabancı, ecnebi. extraneously (z). konu dışı olarak; dıştan gelerek.

extraordinary

(s). olağan üstü, fevkalade, nadir, garip,müstesna, özel bir durum için görevlendirilmiş. extraordinar'ily (z). fevkalade bir şekilde.

extrapolate

(f). (mat). bir seride bilinen rakamları veya miktarları esas alarak bilinmeyenleri tahmin etmek, mana çıkarmak. extrapola'tion (i). bilinene dayanan tahmin.

extrasensory

(s). bilinen duygulara dayanmayan. extrasensory perception altıncı his.

extraterritorial

(s). bulunduğu memleketin kanunları dışında.

extrauterine

(s)., (tıb.) rahmin dışında olan veya oluşan.

extravagance, cy

(i). israf,aşırılık, ifrat, taşkınlık, delilik, saçmalık.

extravagant

(s). tutumsuz, müsrif, aşırı, müfrit, çok pahalı, mübalâğalı, fazla. extravagantly (z). tutumsuzca, aşırı olarak,mubalâğa ile.

extravaganza

(i). fantezi, zarif ve hayal gücüne dayanan müzik veya piyes.

extravagate

(f). başıboş dolaşmak; müsrif olmak, haddi aşmak, ileri gitmek.

extravasate

(f)., (tıb.) damarlardan dışarıya kan akıtmak veya akmak. extravasa'tion (i). bu çeşit akma; böyle akan kan.

Alışveriş Sepetiniz

Sepetiniz henüz boş

Taksit seçeneklerini ödeme sayfamızda görebilirsiniz.

ALIŞVERİŞE DEVAM ET

HESABINIZA GİRİŞ YAPIN

Parolanızı mı unuttunuz?
ÜYE DEĞİLSENÜYE OL